SON DUYURULAR

İÇİNDEKİLER
-GİRİŞ
-KURULUÅž YILLARI
Çanakkale Turizminin geliÅŸmesine katkı saÄŸlamak amacıyla Çanakkale Turizm Cemiyeti 1963 yılında birkaç ileri görüÅŸlü giriÅŸimci Çanakkaleli genç tarafından kurulur. İlk baÅŸkan Avukat Ekrem Güven, ikinci baÅŸkan Avukat Cahit Altan’dır. DerneÄŸin kurucu üyeleri İzzet Melih Dilmaç, Cahit Altan, Suzan Argovan….dır.
DerneÄŸin köylü
DerneÄŸin ilk giriÅŸimi Çanakkale’de bir turizm festivali düzenlemektir. Yapılan hazırlıklar sonrası 11-18 AÄŸustos 1963 tarihlerinde bir festival düzenlenmesi kararlaÅŸtırılır. Festival garajın önündeki geniÅŸ saha ve Halk Bahçesinde Lunapark ÅŸeklinde açılacak, ayrıca ziraat bahçesinde bir ziraat sergisi açılacaktır. Turizm vekaleti ve dönemin Çanakkale valisi Hakkı Nevzat Baykal da festivali desteklemektedir. Festivale il genelindeki bankalar, fabrikalar ve büyük kurumlarda katılacaktır. Bu ilk festivalde İzmir fuarı örnek alınmaktadır.
15 Aralık 2011 izzet Dilmaç
Yapmadığım baÅŸkanlık kalmadı kızım. Çanakkale Spor Kulübü baÅŸkanlığını da yaptım. Eski Çanakkale Sporun babası olan Türk Gücü Kulübü vardı onun baÅŸkanlığını yaptım. Dernek baÅŸkanlıkları yaptım. Turizm DerneÄŸi’ni kurdum. Yani kurdum derken tabi ben ön ayak oluyorum. Ön ayak olduÄŸum için kurucu babası ben oluyorum. Onun için söylüyorum yoksa bundan bir övünme payı çıkartmak niyetinde deÄŸilim. Ama öyle oluyor birisi çıkacak ve bunu yapacak. BaÅŸka türlü olmuyor bu iÅŸ. Neyse hep biz çıktık öne. Çanakkale turizm festivalini kuran, yine biliyorsunuz sizde var orada, onu da yine ben yaptım. Bununla hem gurur duyuyorum iftihar ediyorum
-HÜSEYİN ULUARSLAN DÖNEMİ
KENAN ÇELİK
Çanakkaleliyim, Yenice BaÄŸlı köyünden, emekli öÄŸretim görevlisiyim. Daha önce ilkokul öÄŸretmeniydim. Mardin de ortaokul, sonra Artvin meydancık, oradan Konya’ya, sonra Çanakkale’ye Anadolu lisesine geldim. Fulbright bursuyla Amerika’ya gittim, dönünce de Anadolu lisesine verdiler. Orada 12 sene kadar çalıştım. Oradan da üniversiteye geçtim, İngiliz dili ve edebiyatı bölüm baÅŸkanlığı yaptım, orada 6-7 sene çalıştım ve emekli oldum. İstanbul da üniversiteye giderken (o zaman Fikirtepe’de Atatürk EÄŸitim Enstitüsü) turizmle tanıştık, sonra buraya gelince, Çanakkale de dil bilen çok azdı polisle bir olay oluyor bizi çağırıyorlar, adliyede bir tercüme gerekiyor bizi çağırıyorlar, vilayette valinin bir misafiri geliyor bizi çağırıyorlar bizde onlara , karşıyı ÅŸehitlikleri Trova’yı gezdiriyoruz, böyle ola ola biz tarihçi olup çıktık. Sonra Hüseyin abiyle tanıştım, Hüseyin Uluarslan Çanakkale de ki ilk turizmcilerden, C grubu bir acentası var. Bir gün kırtasiye dükkanında tanıştık. Beni tanıyınca hemen tamam gel dedi çünkü dil bilen adama çok ihtiyaç var, ondan sonra onun yanında rehberliÄŸe baÅŸladık. Cumartesi Pazar günleri onunla birlikte gidiyorduk, burada bunu söyleyeceksin burada bunu söyleyeceksin falan, onun da bir kütüphanesi vardı çok zengin deÄŸil ama bayağı kitap vardı. ÇoÄŸunu okudum ben, hem konuyla ilgili hem Truva’yla ilgili her ÅŸeyi, öÄŸrenmiÅŸ oldum hatta ilk turumu da Truva’ya yaptım, gemiden çıkmışlardı Amerikalı arkeologlar, California Üniversitesi’nden, tereciye tere satmak gibi bir ÅŸey ondan sonra su gibi terlediÄŸimi biliyorum.
O zamanlar da profesyonel turizmci yoktu buralarda iÅŸte okullar buraya yığılıyordu, en son iÅŸte milli eÄŸitim müdürü Kemal bey kurs açtı. Mehmet Akif Ersoy kültür merkezinde, oraya derslere gidiyorduk. Sonra profesyonel ÅŸey olduk, sonra alan kılavuzluÄŸu iÅŸte..
Siz bir ara yönetimde de görev almıştınız deÄŸilmi ?
Tabii tabii (Genel kurullarda)Hüseyin abi oturuyordu iÅŸte ÅŸu geldi bu geldi çağırıyordu kimse gelmiyordu. İlk toplantılar olmuyordu ikinci toplantılar oluyordu biz ondan sonra iÅŸte bir nevi angarya gibiydi fazla ilgi yoktu yani.
Dernekte çalışmaları nasıldı biraz daha bunu açabilirmiyiz?
Genellikle iÅŸte kurslar vardı. Her sene turizm sektöründe çalışan aÅŸçı, garson, rehber gibi çalışanlara yılın ödülü veriliyordu. Hatta bir hatıra anlatmıştı bana burada bir otelde çalışmış bir personele bir plaket vermiÅŸ. Sonra adam KuÅŸadası’nda 5 yıldızlı otelde çalışıyormuÅŸ, oraya gittim ben diyor kalmak için Hüseyin abiye “sen beni hatırladın mı bana plaket vermiÅŸtin bak ÅŸimdi burada en iyi otelde çalıyorum” demiÅŸ. Bunlar ufak ÅŸeyler ama kıymetli oluyorlar yani insanı teÅŸvik ediyor…
Kurslar vermiÅŸler, İngilizce kursları, İngilizce bilen yok o zaman, ilk kursları dernek yapmış. Biliyormusunuz, Hüseyin bey’in yapmak isteyip te yapamadığı bir ÅŸey var mı ?
İşte ÅŸey yapayım dedi, Amerika’da 12 tane Truva varmış, Truva adındaki kentler varmış, oradan birisini buraya getireyim dedi fakat o olmadı baÅŸaramadık, para mı olmadı, gelmediler mi bilmiyorum yani onu hep söylüyordu ama gerçekleÅŸtiremedi.
DerneÄŸin bugünkü durumunu nasıl görüyorsunuz, bir de gelecek zamanlarda neler yapmalı?
Hatırlıyorum derneÄŸe o zaman fazla ilgi yoktu fazla üye yoktu. Åžimdi bayağı üyesi var isimlere bakarsanız 200-300 kiÅŸilik bir liste var. Evet ama yeniçeri ocağı gibi bir ÅŸey listede bir sürü isim var ama geliyorsun hiçbir ÅŸey yok.
Sonra baÅŸka arkadaÅŸlar Ahmet kaşıkçı ve baÅŸka arkadaÅŸlar geldi, ÅŸimdi güzel yeri de var. Åžimdiki baÅŸkan da faal çalışıyorlar. Turizm geliÅŸtikçe de derneÄŸin faaliyetleri artıyor
MUZAFFER BAYRAKTAR
Sizi sizden dinlesek, kendinizden kısaca bahseder misiniz?
1970 yılında babam buraya tayin oldu. Ben lise sonu burada okudum. Sonra Ankara Eczacılık Fakültesi, 1976-77 döneminde mezun oldum. 4 yıl memuriyet ve askerlik. 1981’de de Çanakkale’de bir eczane açtım serbest meslek erbabı olarak.
Çanakkale’yi tercih etmemin sebebi de bir kere müthiÅŸ bir doÄŸası var. Çanakkale’ye baktığımızda tarih olarak, hem geçmiÅŸ dönem tarihiyle, hem antik dönem tarihiyle, hem de yakın dönem tarihiyle harikulade. Tam bir arkeoloji denizi üzerinde olan bir yer. Dolayısıyla ben burayı tercih ettiÄŸimde, arkadaÅŸlarım senin gibi adamın ne iÅŸi var orada dediler. Dünyaya bir defa geliyorum, ben bu kenti çok seviyorum, dedim. Çanakkale’ye 1960’lı yıllarda ailecek geldiÄŸimizde de Çanakkale o zaman her ne kadar baktığımızda batının ÅŸarkı’ydı. Çanakkale’ye henüz çok fazla hizmet gelmemiÅŸti.
Turizm Tanıtma Derneği ile nasıl tanıştınız?
Rahmetli Erdal İnönü ile beraber, yine tanınan simalardan İsmail Özay ile beraber Çanakkale’de SODEP’in kurucularındanım. SODEP’in kuruculuÄŸu döneminde 1983 senesinde İzzet Abi’yle tanıştık. O da il baÅŸkanı olarak kurucuların başındaydı. Tabi İzzet Abi bizim aynı zamanda baba dostudur. Cahit Abi zaten 1960’lı yıllarda CHP eski il baÅŸkanlıkları yapmış.
Rahmetli Cahit Abi’yle biz komÅŸuyduk, hemen hemen aramızda bir 10 metre fark vardı. Dolayısıyla hem baba dostu hem de abimizdi. Dolayısıyla ailece de çok yakındık. Tabi benim buraya yerleÅŸmemle beraber onlar bizi gözlemlemiÅŸler. Benim derneÄŸe giriÅŸim de 1980’li yıllarda oldu. O kadar çok derneÄŸe girmiÅŸliÄŸim var ki , tabi tam da tarihini bilmiyorum. 1989’da İsmail Özay Belediye BaÅŸkanı oldu. 92 senesi olacak, bu eski Åžehir Kulübü Türkan Saylan Merkezi oldu. O zamanlar biz İzzet Abi’le ikimiz İsmail Özay’a gittik -bu önemlidir- ÅŸuan park yeri olarak kullanılan arka tarafı opera ve bale merkezi yapalım dedik. Bunu imar planında, paftasında tescilledik. Sonrasında bunu gerçekleÅŸtiremedik. Bu projeleri sürdürebilmek için mutlaka kamu ve yerel yönetim arkanızda olacak. Onu beceremedik.
Biraz Hüseyin Bey’den bahsedebilir misiniz?
Åžimdi Hüseyin Abi ÅŸahsına münhasır, çok sert bir adam. Uzun yıllar derneÄŸin baÅŸkanlığını yapmış ve yalnız kalmış biri. Benim zamanımda dernek baÅŸkanı Hüseyin Abi deÄŸildi. Onu tam hatırlamıyorum ama mesela Seyran Çebi vardır o da çok enteresandır. 1963 senesinde Çanakkale’de yedek subaylık yaptığı dönem “DUR YOLCU” yu yapan kiÅŸidir. Ve bir dönem de burada zannediyorum 2 veya 3 yıl turizm müdürlüÄŸü yaptı.
Benim Hüseyin Uluarslan’la direk iliÅŸkilerim olmadı. Hüseyin Uluarslan hem çok mücadeleci, aynı zamanda meslekten olmasıyla da, dolayısıyla belki de derneÄŸin bugüne varmasında Hüseyin Uluarslan’ın çok büyük katkısı var. İliÅŸkilerimin fazla olduÄŸu kiÅŸiler Cahit Altan ve İzzet Abi’dir.
İzzet Abi derneÄŸin kuruluÅŸunda yer almış daha sonra yönetimde falan görev almamış.
İzzet Abi çok yönlü bir insandı. O dönemde 2000’li yıllara kadar olmazsa olmazdı. Çanakkale’de kurulmuÅŸ hemen hemen bütün derneklerinin, bütün vakıfların mütevelli olarak, dernek üyesi olarak başında yer almıştır.
Derneğin yaptığı etkinlikler hakkında biraz konuşabilir miyiz?
Benim tarih kültür vakfı baÅŸkanlığım döneminde, 1990’lı yıllardan günümüze kadar Çanakkale’nin özellikle tarih ve kültür anlamında, turizm anlamında önemli bir kent olduÄŸu ile ilgili mücadelemizi veriyoruz. Mesela bunlarla ilgili Ticaret ve Sanayi Odası, Çanakkale Tarih Kültür ve Vakfı, Çanakkale Turizm ve Tanıtma DerneÄŸi, baÅŸkanları ve yöneticileri ile beraber ortaklaÅŸa yaptığımız etkinlikler vardır. Aslında İsmet Bey iyi bilir, biz onunla da beraber Ticaret ve Sanayi Odası’nda çalıştık. Kuzey Ege Bölgesi turizmi için Kuzey Ege Turizm Koridoru mücadelesi verildi. Ve nitekim de bakanlık verilerine girdi.
Turizm derneÄŸinin aslında filizlenmesi ve toplumda tanınırlığı açısından baktığımızda ölü bir dönem var. 1963’ten sonra bazı kiÅŸilerin üzerine kalmış bir dernek olarak görüyoruz. Ondan sonra sürdürmüÅŸler ama aktif deÄŸiller. Aslında baktığımızda bu ölü dönem 2000’li yıllardan sonra, buradaki arkadaşımız, hocamız ondan sonra İsmet Bey döneminden sonra filizlendi. Dernek son 20 yıldır aktif yaÅŸamını gösteriyor.
Size göre Çanakkale Turizm DerneÄŸi’nin baÅŸardığı etkinlikler, faaliyetler ya da baÅŸaramadığı faaliyetler nelerdir?
DediÄŸim gibi son 20 yıldır dernek aktivitesini gösterdi ve toplumla buluÅŸmaya baÅŸladı. Toplumla buluÅŸmayan her dernek, vakıf veya sivil toplum örgütü bence görevini yerine getirmemiÅŸtir. Toplu buluÅŸmak gerekiyor.
Aslında burada iÅŸin püf noktası -baÅŸarısızlık sözcüÄŸünü kullanmak istemiyorum- bu gönüllülük esası ile sürdürebilir insanların yönetime seçilmesi lazım. Yönetime seçilen insanların bir alt yapısının olması lazım, lafügüzafta insanlar yönetimde olmamalı. Orada bütün heyecanı oraya koymalı çünkü bu hangi dernek olursa olsun çok zor bir iÅŸ.
Sizce dernek (yöneticileri) ne yapabilirlerdi?
Åžöyle bence Çanakkale turizminde en önemli handikaplardan bir tanesi, bütün sivil toplum örgütleriyle beraber iÅŸ birliÄŸi yapılamamasıdır. Kurucularından biri olduÄŸum Çanakkale Turistik Otelciler DerneÄŸi, Turizm DerneÄŸi de orada bir dönem bunun kavgası oldu. Biz dedik ki bütün sivil toplum örgütleriyle beraber iÅŸ birliÄŸi yapalım. Ama orada mesela onu baÅŸaramadık. Seyahat acentaları, ÇATOD, Turizm Tanıtma DerneÄŸi bunlar olmazsa olmazlar. Seyahat acentası ve turizm konusunda olan tüm sivil toplum örgütlerinin eÅŸgüdüm hareket etmesi lazım. Bunun içerisinde Rehberler DerneÄŸi de var. Bunu gündeme getirdik fakat bu iÅŸ birliÄŸi saÄŸlanamadı. Bu küçük kentlerde bilhassa hırsa dönüÅŸüyor bazı ÅŸeyler, dernekleÅŸmede bencil duygular var. Bu kısırlaÅŸma toplumla buluÅŸmayı da etkiledi.
Bu iÅŸe tüm dernekler olarak da öncülük etmeliyiz. ÇATOD, Rehberler DerneÄŸi hatta AÅŸçılar DerneÄŸi var, mesela ÅŸimdi gastronomi dernekleri de kuruldu. Dolayısıyla bir bütüncül baktığımızda bunlarla eÅŸgüdüm hareket ederek, bir çatı örgütü kurulmalıdır. O çatı örgütüyle beraber de biz toplumun bütün katmanlarıyla buluÅŸmalıyız. Var olan deÄŸerlerimizi biz maalesef bir gonca çiçek gibi açtıramıyoruz. Bir zayıflık var. O zayıflığı da harekete geçirebilmek için öncü olmak lazım.
Burada ÅŸunu da vurgulamalıyız. Turizm DerneÄŸi neler yapmalı. Mevcut deÄŸerlerini koruyan bir dernek statüsü dışında dediÄŸim gibi, bu kentin turizmini koruyarak geliÅŸmesini saÄŸlamalıdır. Dolayısıyla yerel yönetimlerle beraber çok ciddi toplantılar, konferanslar yapmalıdır. Tarih Kültür Vakfı döneminde, aynı zamanda Ticaret Odası’nın da turizm komite baÅŸkanlığı zamanında ben yaptım mesela. İsmet Bey de o toplantılara katıldı, bunu çok iyi hatırlar. Biz Çanakkale’nin bütün yerel yönetimleriyle tek tek buluÅŸtuk. Mesela bir tanesi dedi ki imara bastırın. Bu taÅŸlaÅŸma ve betonlaÅŸma turizmin canına okuyor. Dolayısıyla bugün belki ziyaret cazibesi var ama yarın bu insanlar gelmeyecekler. Çünkü siz var olan deÄŸerleri kaybettiÄŸinizde dolayısıyla turizmi yapamazsınız.
Siz bir turizmci olduÄŸunuz için turizm gözüyle baktınız ama bizim derneÄŸin adı Çanakkale Turizm ve Tanıtma DerneÄŸi. Tanıtma açısından da baktığımız zaman neler söylemek istersiniz?
Turizm zaten dünya literatüründe tek başına bir sözcük. Turizm denilince tanıtmadan turizm yapma ÅŸansı zaten söz konusu deÄŸildir. Tanıtma nedir var olan deÄŸerlerimizin kristal bir ÅŸekilde halkla buluÅŸması demek. Çanakkale’nin müthiÅŸ deÄŸerleri var. GeldiÄŸimiz nokta aynı, az önce de bahsetmek istediÄŸim oydu. Var olan deÄŸerlerle ilgili konuları tematik olarak alacağız ve bunu toplumla buluÅŸturacağız. Bu çok önemli. Bunun içerisinde fuarlara katılmak vs. bunları geçiyorum. Bunlar da önemli ama ondan ziyade Çanakkale’nin insanlarından daha Troy a’yı görmeyen, Kaz DaÄŸları’nı bilmeyenler, Gökçeada’ya, Bozcaada’ya gitmeyenler, Yenice’yi bilmeyenler var. Dolayısıyla ilk önce biz kentlimizi turizmle buluÅŸturmamız lazım. Bu bir tanıtımdır aslına baktığınızda. Bunu da en güzeli paneller, forumlar, konferanslar yaparak, halkla buluÅŸturarak yapmalıyız. Bu konuda sektörde çok ciddi duayen arkadaÅŸlarımız var. Onları getirir, onları halkla buluÅŸtururuz. Mesela eÄŸitim açısından, saÄŸlanabilirse okullarda da turizmi tanıtmamız gerekiyor. Benim de projelerim arasında var, bu dönem veya önümüzdeki dönem olacak. Bakın turizm deyince iÅŸin içine çevre deÄŸerleri de giriyor. Çevresi kirli olan bir yerde mümkün deÄŸil turizm yapamazsınız. Hem yapamazsınız hem eleÅŸtiri alırsınız.
-AHMET KAÅžIKÇI DÖNEMİ
AHMET KAÅžIKÇI
1946 Gelibolu doÄŸumluyum. Ben dört duvar kitap arasına doÄŸmuÅŸum. Anneanneme Fatma Molla derlermiÅŸ, o mahallenin muallimesi. Annem de kalfasıymış. İlkokul ve sanat okulunu orada okudum. Sonra öÄŸretmen okulunu açıktan bitirerek öÄŸretmenlik hayatına atıldık. 33 yıllık öÄŸretmenlik hayatından sonra da Olay TV’de 3 yıl yöneticilik yaptım.
İlk tayin olduÄŸum yer Gelibolu Bayramiç Köyü. Oradan askere gittim. Adıyaman’da 3 yıl kaldık. EÅŸimle beraber gittik, asker olarak gittiÄŸim için onun da tayinini oraya yaptırdım. Sonra Ayvacık’a tayin olduk. Ayvacık Ahmetçe Köyü’nde 4 yıl kadar kaldık. Oradan Kumkale’ye okul yöneticisi olarak geçtik. Sonra Gazi okuluna geldik. Gazi okulunda 3 yıl kaldıktan sonra ilköÄŸretim müdür yardımcısı olarak tayinimiz çıktı.
Turizm Tanıtma Derneği ile nasıl tanıştınız?
Dernek ile kurucularından Avukat Cahit Altan sayesinde tanıştım. Çanakkale ile ilgili ÅŸiirlerimi gönderiyordum. Saat Kulesi’nin arka tarafında Hüseyin abinin (Uluarslan)dükkânı vardı o zaman. Bunlar çok güzel bizim derneÄŸe de transfer edelim bunları diyordu. Böyle baÅŸladı dernekle tanışmam. Tabi üye olalım, çalışalım diye hem Cahit abi, çok iyi karşıladı saÄŸ olsun. Aynı zamanda 101 yaşında ölen kurucu üyemiz(İzzet Dilmaç)de iyi anlayış gösterdiler. Bu ÅŸekilde baÅŸladık, üye olarak girdik.
Üyelik zamanlarında sanırım, Turizm Tanıtma DerneÄŸinin açtığı bir kurs var?
Çanakkale’de açılan ilk karşı alanla ilgili bir kurs.
Ekrem Abi vardı. Ekrem Boz. BoÄŸaz Komutanlığı Kurmay iÅŸlerine o bakar, yürütürdü. Bu çalışmaları yaparken bütün Gelibolu Yarımadası’nı gezdik, her yerini, nerede ne olduÄŸunu öÄŸrendik. Hüseyin Abi orada dedi ki; bu kursu Milli EÄŸitim Müdürü ile de görüÅŸelim resmileÅŸtirelim. Böyle bir çalışma Cumhuriyet okulunda baÅŸladı. Hatta Milli EÄŸitim MüdürlüÄŸü belge de verdi.
Bu ilk kurstur deÄŸil mi? İlk olması açısından önemli.
Evet, ilk. Daha sonra bakanlık bu işe el atmaya başladı. Bakanlık vermeye başladı.
İzzet Bey, Cahit Bey, Hüseyin Abi’den bahsedelim biraz. Onların üçüyle de bayağı yakın çalıştınız.
Cahit Abi ile de İzzet Abi ile de benim televizyon programlarım var. O, yazılar daha sonra yazmaya baÅŸlayınca bilhassa Cahit Abi’nin çok hoÅŸuna gitti. O derneÄŸi sahiplenmemiz lazım dedi. Hüseyin Yıldız’ı da aldık nihayet. Aynı zamanda Fikret Karayalçın da bu iÅŸin duayeni, Amerika’da rehberlik yapmış. 2-3 dil biliyor, haliyle çok cevval bir arkadaÅŸtı. Biraz Hüseyin Bey ile olumsuz bir takım ÅŸeyler oldu. Ondan sonra o baÅŸkan seçildi.
Uzun bir süre Hüseyin Bey devam etti 20 yıl kadar. Ondan sonra kısa bir süre Fikret Bey baÅŸkanlığı devraldı. Sonra?
Evet. Sonra ben seçilmiÅŸ oldum. 12 yıl kadar sürmüÅŸ oldu. Ama benim dönemimde haftada bir, en geç 15 günde bir toplantı yapılırdı. O toplantılara ya bir milletvekili, ya vali, ya idari müdürlerden birileri ya da karşı taraftaki yetkililer davet edilirdi.
Tam da onu soracaktım. Bu dernek kurulduÄŸu zaman ilk yönünü daha çok Troia’ya çevirmiÅŸ. Festivallerde yer almış. Bayağı etkinlik saÄŸlamış. Zaten kuruluÅŸ amaçlarından bir tanesi bu. Festivallerde önemli roller almış. 2000 yılına kadar böyle devam etmiÅŸ. Sonra sizin zamanınızda makas deÄŸiÅŸtirmiÅŸ. Yarımada’ya yoÄŸunlaşılmış. Oysa siz arkeolojiyi de çok seviyorsunuz, herhalde bir nedeni olmalı?
Yarımada’da yanlış tanıtımlar yapılıyordu o dönemde de. Belgesiz, bilgisiz kiÅŸiler bir takım safsatalar anlatıyorlardı. Buranın daha iyi aydınlatılabilmesi için buraya önem vermek gerekiyordu. Daha sonra vali geldiÄŸinde, 89’da, ben yılın öÄŸretmeni seçilmiÅŸtim. Beni de es kaza komisyona almışlar yılın öÄŸretmeni olduÄŸumuz için. Kendisine teklifte bulunmuÅŸtuk. Bir haftalık bir kutlama yapılıyor ya, ÅŸimdi de sürdürülmeye çalışılıyor daha doÄŸrusu. O zaman daha geniÅŸ olsun Sayın Vali dedim.
Bu alan kılavuzluÄŸu konusu da oldukça uzun bir konu, ona ayrı bir program yapmak gerekir. Ama derneÄŸe bir isim deÄŸiÅŸikliÄŸi yapmak durumunda kaldınız.
Mustafa Kemal Yalınkılıç, o dönemde Orman Bakanlığı Genel MüdürlüÄŸünü yürütüyordu yanılmıyorsam derneÄŸin adını deÄŸiÅŸtirelim dedi. Turizm Tanıtma ve Alan KılavuzluÄŸu DerneÄŸi olsun. Olur dedim, yaparız. Ama dernekte sadece alan kılavuzları olacak, diÄŸerlerini dernekten atacaksınız, dedi. DediÄŸiniz yani reva-i hak mıdır, dedim. Ben derneÄŸi kuranlara, lütfen buyurun biz burayı Alan KılavuzluÄŸu DerneÄŸi haline getirdik mi diyeceÄŸim. Kesinlikle olmaz öyle bir ÅŸey dedim.
Bu konu da çok uzun. O zaman ÅŸöyle yapalım. Sizin bu 12 yıllık baÅŸkanlık döneminizde çok iÅŸler yaptığınızı da biliyorum. Kitaplar ürettiniz…
Tabi halka yönelik ÅŸeyler olsun dedik. ArkadaÅŸlarla birlikte bir yarışma düzenleyelim dedik. Türkiye’den Çanakkale’ye Anılarla Bakış. Bu anılarla bakış bir yarışma halinde yapılsın ve bir kitapçık haline getirilsin diye düÅŸündük. BaÅŸka kiÅŸilere vermektense, en iyi bilen yönetim diye, bunun komisyonu da biz olduk aynı zamanda. O dönemdeki vali yardımcısından da bu anılara ait belgeleri yollamalarını rica ettik. Bunları muhafaza edebilir misiniz dedik, edemeyiz dedi. Belgeleri isteyecektik yani; nedir iÅŸte çeviridir, o güne ait mektuptur, onlar da beraber girecekti. Çok güzel anılar oluÅŸtu. Daha sonra “Türkiye’den Çanakkale’ye Åžiirlerle Bakış” ÅŸiir yarışması ve sahne oyunları düzenledik.
Bunlardan 1000’er tane falan bastrımışsınız.
Tanıtım olarak 1000’er tane bastırdık, evet. Bunları bütün illere ve ilçelere, ilçe Turizm Müdürlüklerine gönderdik. İşte o zaman buraya akın daha fazla olmaya baÅŸladı.
Bir de “Sahne Oyunlarıyla Çanakale’ye Bakış” var deÄŸil mi? O da basıldı mı?
Evet, basıldı tabi. Tabi bunun yanında dediÄŸim gibi, her 15 günde bir, en geç haftada bir toplantılarımızı salonlarda yapardık. Bu ÅŸimdiki otel yapılan yerdi, saÄŸ olsunlar o zaman dernek malı olarak alınmış, çok iyi deÄŸerlendi.
Zaten bugüne kadar diri ve canlı kalmasının tek nedeni o mala sahip olmaktı. O yüzden hakikatten nur içinde yatsınlar.
Evet, kendileri çok ileri görüÅŸlülermiÅŸ. Ve o dönemi sanıyorum arÅŸivde anlattı abimiz. Sanıyorum o dönemde festival yapılsın diye, 5 bin lira bir para verilmiÅŸ. Halk bahçesinin çevresi askerler tarafından tellerle çevrilmiÅŸ. İşte at yapılmış falan o dönemde. Bilet basılmış, onun bir kısmı özel idareye, bir kısmı derneÄŸe aktarılacak ÅŸekilde. İlk defa, sanatçılar getirilmiÅŸ. Yani ilk kurulan o festival, bugün bence Çanakkale’yi sürükleyecek bir festival haline dönüÅŸmesi gerekir idi. Ama maalesef ihmal edilmiÅŸ.
zamanla her ÅŸey boyut deÄŸiÅŸtiriyor. O festival de biraz boyut deÄŸiÅŸtirdi. İlk zamanlar fuar gibiydi, İzmir fuarını örnek almışlar. Åžimdi ise konserlerin ağırlıklı olduÄŸu bir etkinliÄŸe dönüÅŸmüÅŸ.
Çanakkale adı, Gelibolu adı bütün dünyada bilindiÄŸinden daha da geniÅŸ kapsamlı olmasını istemiÅŸtik.
Böyle bir teÅŸebbüste de bulunmuÅŸtunuz siz deÄŸil mi? Bir sürü savaÅŸa katılan ülkelerin çocuklarını davet etmiÅŸtiniz. Sadece iki tanesi cevap vermiÅŸti. Almanlar ve Hindistanlılar. Sonra Almanlar vazgeçmiÅŸler. Hintliler gelmiÅŸ.
Evet, sadece Hintliler geldi de, bu biraz da bizim yönetimimizin bigâne kalmasından kaynaklandı.
Yönetiminiz zamanında hem Çanakkale içi, hem Çanakkale dışında çok geziler yapmışsınız. Bütün üyeler hep anlatıyordu bu gezileri ama 2 tanesi özellikle dikkat çekici, sonra da önemli sonuçlara ulaÅŸmış. Bir tanesi Bigalı Mehmet ÇavuÅŸ, bir de Seyit Onbaşı var.
Tabi Bigalı Mehmet ÇavuÅŸ’un mezar taşını biz yaptırdık. Seyit Onbaşı var. Bir de Müstecip Onbaşı’ya bile gittik Bursa’ya. Orada gazeteler bile yazdı. Biz unuttuk ama Çanakkale unutmadı gibilerden. Müstecip Onbaşı’nın o iÅŸte altın masa, saati falan almış olduÄŸunu açıkladık. Buradan toprak alıp götürdük, mezarını ziyaret ettik. Müstecip Kılıçarslan, o meÅŸhur “Turkuaz” denizaltısını vuran kiÅŸi, tarihe adının altın harflerle yazılması gereken kiÅŸi.
Åžimdi bazı böyle kutlamalar var. Onları da ilk baÅŸlatan bu dernektir. Mesela Mesudiye Zırhlısı, özellikle 9 Ocak son Seddülbahir’den kaçışları.
Mesudiye’nin batırılışı 13 Aralık. BoÄŸaz Komutanlığı Kurmay BaÅŸkanı vardı, o arkadaÅŸla beraber oraya özel olarak bayrak bıraktık. O dönemde ilk biz baÅŸlatmış olduk. Sonra resmi bir tören haline dönüÅŸmüÅŸ oldu.
Bunlar çok önemli ÅŸeyler. İlk yapmak.
Tabiki. Anafartaları baÅŸlatalım dedik, o zaman kutlanıyordu ama bu kadar deÄŸildi. Onu empoze ettik. Alçıtepe ve Seddülbahir’deki de devlet töreni haline geldi. O zamanlar hep yazışmaları yaptık. Uyandıramadık ama etkimiz olmuÅŸ demek ki.
Bu arada ilk Çanakkale Deniz Zaferi kutlanırken Hasan Mevsuf da kutlanmış, sonradan orası unutulmuÅŸ. Biz bu sene orada ilk defa bir kutlama yaptık hatırlarsanız. Orası asla unutulmaması gereken bir yer.
Tabi Cevat PaÅŸa’nın Hasan Hulusi hakkında söylediÄŸi sözler çok önemlidir, haliyle kendisi de Kilitbahirli’dir zaten. EÄŸer 18 Mart Zaferi’ni kazanmış isek, Nusrat Mayın Gemisi’nin o döÅŸediÄŸi 26 mayın kadar oradaki tabyanın önemi var.
Hüseyin Yıldız,
Çanakkale’nin Biga ilçesinin AbdiaÄŸa Köyünde 3 Kasım (1943)? tarihinde doÄŸdum. İlkokulu köyümde, ortaokulu ise Biga Ortaokulunda okudum. 1959-60 yılında Çanakkale öÄŸretmen okulunda okumaya baÅŸladım. 61-62 öÄŸretim yılında Çanakkale öÄŸretmen okulunda köy ilkokul öÄŸretmeni olarak mezun oldum. İlk öÄŸretmenliÄŸim Bilecik ilçesinin Bozüyük kazasının bir köyünde baÅŸladı, 1 aylık süreçten sonra tayinim Çanakkale Ezine Bahçeli Köyüne çıktı. Bahçeli Köyünde 2 öÄŸretim yılı çalıştım. 1960 yılında Manisa’ya askere gittim ve Manisa’da 4 ay askerlik yaptım. Askerlikten sonra 4 Eylül 1960 yılında çekilen kurada Adıyaman’ın (Serhatlı)? Köyüne er öÄŸretmen olarak atandım ve 2 öÄŸretim yılı o köyde hizmet ettim. O köy herkesin bildiÄŸi Nemrut Dağına çok yakın olan bir köydü ve çok da turist gelirdi. Köylüler, turistleri katırlarla çıkartırlardı. Benimde Nemrut Dağına birkaç defa çıkmışlığım oldu. Mayıs 1966 tarihinde okullar tatil olduktan sonra Çanakkale ili Ezine ilçesi Akköy’üne tayinim çıktı ama hiç göreve baÅŸlayamadan tekrar Çanakkale merkez YaÄŸcılar Köyüne geldim ve orada 2 öÄŸretim yılı hizmet ettim. Daha sonra evlendim ve eÅŸimde baÅŸka köyde öÄŸretmendi. Ben 2 yıl eÅŸimin olduÄŸu köye gidip geldim. 1968-1969 öÄŸretim yılı bittikten sonra tayinim Çınarlı Köyüne çıktı ve orada 8 yıllık bir görevim oldu. 1977-78 eÄŸitim öÄŸretim yılında Çanakkale Cumhuriyet Okuluna göreve baÅŸladım, 5 yıl müdür yardımcılığı yaptım. Erol Bey emekli olunca beni okul müdürü atadılar ve 18 yıl okul müdürlüÄŸü görevi yaptım. 2002 yılının sonunda Milli EÄŸitim MüdürlüÄŸü görevine atandım. 2003 yılının Kasım ayına kadar Milli EÄŸitim MüdürlüÄŸü görevi yaptım ve tekrar kasım ayında okuluma döndüm. Daha sonra 2005 yılında emekli oldum. 43 sene öÄŸretmenlik hizmetim oldu.
Çanakkale turizm tanıtma derneÄŸiyle nerede tanıştınız?
Turizm haftaları kutlanıyordu ve 15-20 yıl boyunca sunuculuÄŸunu ben yaptım. O zamanlar Hüseyin abi beni derneÄŸe üye yaptı. 90’lı yıllarda bir seçimde beni yönetime aldı ve yönetimde çalışmaya baÅŸladım. Ben, Ahmet Bey, Cemalettin, Sabri yönetimde baÅŸladık.
Turizm tanıtma derneğinin alan kılavuzluğuyla ilgili kursu vardı. Sizde o kursa katılanlardan birisisiniz, bize kısaca anlatır mısınız?
Hüseyin abi Çanakkale turizmine çok faydası olan abimizdi. Hüseyin abi bizim sunuculuk yaptığımız zamanları zaten biliyordu. Hatta bir gün Truva Otelinde turizmle ilgili bir etkinlik yapmıştı ve ben orada da sunuculuk yaptım. O yönetimde iken ‘’insanlar buraya gelmeye baÅŸladı ama buraları anlatacak birileri lazım rehberlik kursu açalım’’ dedi. Biz 5 gece ‘’Çanakkale savaÅŸları rehberlik kursu’’ adı altında okulda kurs açtık. Hüseyin abi ders verdi, Ekrem abi vardı, Mehmet İhsan Genç arkadaşımız ders verdi. Biz o zaman kursa katılan 16 ya da 17 kiÅŸiydik. Ahmet Kaşıkçı, Halis Bey, Bünyamin Bey, GülÅŸen Hanım, Hanife Hanımda vardı. Biz kursu bitirdik, Hüseyin abi belgeleri hazırladı ve o belgeler Bakır Otelin salonunda bize verildi. Biz belgeleri aldık ve rehberlik yapmaya baÅŸladık. Gelenlere anlatıp kendimizi yetiÅŸtirmeye çalışıyorduk, ücret almıyorduk. Daha sonra buraya ilgi uyanmaya baÅŸladı.
Bir müddet sonra yönetime girdim dediniz. Hüseyin Bey zamanında dernek ve festivalle de ilgilenmiÅŸ ama Ahmet Beyin zamanında aks deÄŸiÅŸtirmiÅŸ sadece karşı savaÅŸ alanlarıyla ilgilenmeye baÅŸlamış ve diÄŸerleri daha geri planda kalmış. Sizde tam o sırada yönetimdeydiniz neler yaptınız o aÅŸamada?
Karşısı yavaÅŸ yavaÅŸ gündeme gelmeye baÅŸlayınca insanlarımız buraya ilgi duymaya baÅŸladı ve bize müracaat ediyorlardı. Biz yetiÅŸebildiÄŸimize yetiÅŸiyorduk ama yetiÅŸemediÄŸimize ise diÄŸer dernek üyelerinden görev veriyorduk. Bu derneÄŸe bir ilave yapalım dedik ‘’Çanakkale turizm tanıtma ve alan kılavuzları derneÄŸi’’ diye bir deÄŸiÅŸiklik yaptık. Bu genel kurulda oy çokluÄŸuyla yapıldı ama fazla durmadı tekrar eski adına döndü. Biz o zaman Bigalı Mehmet ÇavuÅŸu gündeme getirdik, köyüne gittik ve kabrine mermerden bir mezar taşı yaptırdık.
CEMALETTİN YILDIZ
Emekli ilkokul öÄŸretmeniyim. ÖÄŸretmenliÄŸimin son yıllarında Çanakkale İstiklal İlköÄŸretim Okulunda görev yapıyordum. Çanakkale’deki turizm için çok deÄŸerli olan Ekrem Boz abiyle tanıştım, onlar rehberlik kursları açıyorlardı. Ahmet Kaşıkçı’nın eÅŸi, benim ve eÅŸimin köyümüzdeki ilkokul öÄŸretmenimizdi oradan onlarla tanıştım. 1997 yılında beni dernek üyeliÄŸine davet etti bende Çanakkale turizm ve tanıtma derneÄŸine üye oldum. 25 yıldır da dernekte çalışıyorum. 10 yıldan fazla da Ahmet Kaşıkçı’nın baÅŸkanlığında yönetim kurulu üyeliÄŸinde bulundum. Elimizden geldiÄŸince Çanakkale turizmini tanıtmak, geliÅŸtirmek için iÅŸbirliÄŸi yaptık ve sonunda Çanakkale turizmine çok önemli eser kazandıran Sefer Göztepe’ye teslim edip yönetimden çekildim ama her zaman desteÄŸimi onlara verdim. Onların yaptıklarıyla da gurur duyuyoruz. Biz iÅŸlerin temelini atmaya çalıştık onlar bizden daha baÅŸarılı iÅŸler yaptılar.
Siz derneÄŸe girdiÄŸinizde Ahmet Bey baÅŸkanmış. Daha eski olarak Hüseyin Uluarslan, İzzet Melih Dilmaç, Altan Bey vardı onlarla diyalogunuz, iliÅŸkiniz var mı?
Hüseyin Uluarslan’ın vali yardımcısı ile sözlü takışması olmuÅŸ bundan dolayı da vali yardımcısı onu dernek baÅŸkanlığı görevinden almış ve baÅŸkan yardımcısı Ahmet abiye de derneÄŸi teslim etmiÅŸ. Ahmet abi de bana yönetim kuruluna sende gelir misin diye teklif etti. Kabul ettim ve birlikte çalıştık. Ben Hüseyin Uluarslan’ı o ÅŸekilde tanıdım. DerneÄŸin yönetim kurulundayken gazeteci Mehmet Cantürk gelirdi ve çok güzel sohbetler ederdik. Ben Ezineliyim, avukat Cahit Altan diye ismini duyardım ama burada tanıdım dünya iyisi bir insandı. EÅŸi emekli öÄŸretmendi, eÅŸinin babası İstiklal harbinde pilotluk yapmış. Onlarla çok iyi münasebetlerimiz oldu. Hüseyin Uluarslan, İzzet Melih Dilmaç, Mehmet Cantürk yönetimde bulunduÄŸumuz sırada onları her türlü faaliyetimize davet ettik. Onlara hem saygıda kusur etmedik hem plaketlerle onurlandırdık. Yaptıkları iÅŸ gerçekten çok güzeldi onları minnet ve ÅŸükranla anıyorum.
Dernek yönetiminde Ahmet Beyle birlikte birkaç dönem bulundunuz. Yönetim sırasında neler yaptığınızdan bahseder misiniz?
Ahmet abi arkeolojiye çok meraklı, Çanakkale tarihine de aşırı bir merakı vardı. DerneÄŸimizin kuruluÅŸ amacı Troya festivali. Bizler yönetimdeyken Troya festivalinde Atatürk’ten de bir bölüm olmasını da istedik. O zaman belediye baÅŸkanı İsmail Özay’dı. Gittik Atatürk’ün Çanakkale’de bulunduÄŸu sıradaki fotoÄŸraflarını büyüttürdük ve bir sergi açalım dedik. Ondan vazgeçtik fakat sonra Ekrem Boz eÄŸitim araçlarıyla geceleri kordonda Çanakkale savaÅŸlarında Gazi Mustafa Kemal Atatürk konulu sinevizyon fotoÄŸraf gösterimi ve anlatımlar yaptı. 10 AÄŸustos Atatürk’ün ÅŸahlandığı, saatinden vurulduÄŸu, Anafartalar kahramanı ünvanı olduÄŸu gün. 10.000 kiÅŸilik bir tümen yönetiminde 60.000 kiÅŸilik bir Anafartalar ordu grubunu yönetmeye geçti. Atatürk’ü öne çıkartmayı düÅŸünüyorduk bazı zorluklarla karşılaÅŸtık olmadı ama yine derneÄŸimizin üyesi Ekrem Boz çok güzel bir ÅŸekilde 10 AÄŸustos Troya Festivalinde halka anlatarak tanıttı. Onu da minnet ve ÅŸükranla anıyorum oda Çanakkale turizmine çok güzel iÅŸler yapmıştı.
Yayınlar, kitaplar çıkartmıştınız.
Önce tanıtımları broÅŸürlerle yapalım dedik. Sonra gravürler sergisi açtık, köy okullarından her bir okulu her yıl aracını tutup onların kumanyasını verip bir arkadaşımızı da rehber tayin edip Çanakkale ÅŸehitliklerine gezmeye götürüyorduk, üyeleri gezdiriyorduk. Çanakkale’nin çevre köylerinden bir okulu karşı ÅŸehitlikleri gezmeye götürüyorduk. Bunun yanında dernek üyelerini de ÅŸehitlik, Troya, Assos, Gelibolu gibi deÄŸiÅŸik yerlere geziye götürüyorduk. Ahmet abi hem ÅŸiir yazar, hem kalemi çok güçlüdür. İlk olarak ÅŸiir yarışması yaptık ‘’ÅŸiirlerle Türkiye’den Çanakkale’ye bakış’’ diye ve çok güzel karşılık geldi. Ödül alanları aileleriyle birlikte Çanakkale’ye davet ettik ve onları gezdirdik. Daha sonra “Anılarla Türkiye’den Çanakkale’ye bakış” diye yarışma açtık ve harika eserler çıktı yine ödül alanlarını davet ettik, gezdirdik. En sonunda “Piyeslerle Türkiye’den Çanakkale’ye bakış” diye bir yarışma yaptık. Orada Ahmet abiyle aramızda fikir farkı çıktı. Ben Çanakkale kahramanlıkları, arkeolojik öyküsü olarak 100-150 kelimelik küçük dramatize ÅŸeylerle yapalım istedim çünkü biz ilkokul öÄŸretmenliÄŸinden geliyoruz okullarımızda bazı ÅŸeyleri dramayla öÄŸretecek eserler yok. Ahmet abi de piyes dediÄŸin zaman uzun olur dedi onun dediÄŸini kabul ettik ve piyeslerimiz uzun oldu. Bazı yerlerde oynandığını öÄŸrendik ve sevindik ama ben hala aynı düÅŸüncedeyim.
Geziler yaptınız, kitaplar çıkarttınız. Dernek kurslar yapıyor muydu?
Benim tayinim 97 yılında çıktı, derneÄŸe üye oldum. Ekrem Boz, Mehmet İhsan Gençcan hem eÄŸitim araçlarında İstiklal okulunda kurslar vermiÅŸ hem alanı gezdirmiÅŸler ama ben geldiÄŸimde bu geziler yapılmıştı bu yüzden 98 yılında bu gezilerin tekrar yapılmasını istedik. Ekrem Boz ‘’ben artık kurslara katılmam’’ dedi çünkü valiliÄŸin kararıyla organize edilen kurslarda kültür ve turizm bakanlığı rehber öÄŸretim kartlarına itiraz ediyor. EÄŸer bakanlıktan bir kurs açılırsa buna katılırım dedi. O zamanlar milli eÄŸitim müdür yardımcısı Arif Bulut vardı onun yanında ben bu konuyu açtım. ‘’Arif Bey Ekrem Boz bu yılki kurslara katılmayacak’’ dedim. Arif Bulut’’ benim Ankara milli eÄŸitim bakanlığında hizmet içi daire baÅŸkan yardımcısı bir okul arkadaşım var’’ dedi. Hemen telefon açtı ve halletti biz kursu açtık. Elde ettiÄŸimiz sertifikalar ve kartlarla alana çıkıp rehberlik yapıyoruz. Çanakkale turizm ve tanıtma derneÄŸi ismine alan kılavuzları ismini de ekledik. Çanakkale alan kılavuzları ve turizm tanıtma derneÄŸi oldu.
HİLMİ ÇELİK,
Çanakkaleliyim ve emekli öÄŸretmenim, 12 yıl eÄŸitim araçlarında müdür yardımcısı olarak görev yaptım. Çanakkale ile ilgili ilk cdleri ekip olarak biz yaptık. Türkiye’nin her tarafına bunlar dağıtıldı ve savaÅŸ alanlarını Türkiye bu ÅŸekilde tanıdı. Bu cdler her milli eÄŸitim müdürlüÄŸüne, her okula gönderildi ve çoÄŸaltıldı. İlk cd 1990’da yapıldı. Benim bu dernekle tanışma hikayem var. 90’lı yıllarda eÄŸitim araçlarında görev yapıyoruz buraya valinin, emniyet müdürünün, diÄŸer daire amirlerinin misafirleri geliyordu. Milli eÄŸitim müdürü bir yazı çıkarıyor ve ‘’milli eÄŸitim müdürünün misafirlerinin gezdirilmesi için eÄŸitim araçlarına bir alan kılavuzu isteniyor.’’ Bende alan kılavuzluÄŸu yapacağım ama alan kılavuzluÄŸu yapmak için yeterli bir bilgimde yoktu ve kendi kendimi yetiÅŸtirmeye o zaman baÅŸladım. Bu iÅŸi daha önce Salih Bey, Hüseyin Bey yapıyor ama bunlar ticaret erbabı ve her zaman dükkanlarını kapatıp oraya gitmeleri zor oluyor ama birilerinin de bu iÅŸleri yapması lazım. Yazıyla bizi görevlendiriyorlardı bizde bildiÄŸimizle misafirleri gezdiriyorduk. Daha sonra bilen insanların olması lazım ve bu konuda insanların bilgilendirilmesi lazım diye oturup konuÅŸuldu. Milli eÄŸitim müdürü önderlik etti, Hüseyin Bey ben yardımcı olurum dedi ve onlar bize bir kurs açtılar. O kursta biz o zamanlar 16 kiÅŸiydik ve Ahmet Bey, Hüseyin Bey, Hanife Önen, GülÅŸen Özdamar, Bünyamin Nami Tonga, Halis Tonga, Ali Haydar TaÅŸkın, ben, Zafer Bey vardık. Çok güzel bir kurs oldu hem Çanakkale hem de ÅŸehitlikleri bize gezdirdiler. Biz bu sayede hem yetiÅŸmiÅŸ hem de turizm derneÄŸi üyesi olmuÅŸ olduk. Kursun sonunda bizlere Bakır otelin salonunda törenle belge verdiler. Biz daha sonra karşıda alan kılavuzluÄŸu yapmaya baÅŸladık. Kongre oldu ve Hüseyin Uluarslan ‘’Bizden artık geçiyor siz 16 tane pırlanta gibi adamsınız’’ diye bir cümle söylemiÅŸti. Daha sonra Ahmet Beyi baÅŸkan yaptık onun güzel hizmetleri de oldu. Ahmet Bey yönetimdeyken bizim bir talebimiz olmuÅŸtu alan kılavuzları için bir diksiyon kursu düzenlemiÅŸtik. Diksiyon kursu devam ederken kongrede bizim derneÄŸin yönetimine talip olur muyuz? Diye konuÅŸtuk bu iÅŸe 3-4 kiÅŸiyle baÅŸladık, kendi aramızda oturup konuÅŸtuk ‘’Sefer hoca sen baÅŸkan ol’’ dedik. Turizm derneÄŸi üyelerini de ziyaret ettik ve ‘’biz bu yönetime talibiz’’ dedik. Bir takım kafamızda projelendirdiÄŸimiz ÅŸeyler vardı bunları da kendilerine anlattık ve seçimi de kazandık. Biz o günden sonra arkadaÅŸlarımıza hep yardımcı olduk. Sefer hoca, ben, Habip Bey bundan sonra yönetime gelecek olan kiÅŸinin derneÄŸe öncülük etmesini istiyorum. Karşıda dur yolcunun altında aÄŸ deresi ÅŸehitliÄŸi var o ÅŸehitlik için İstanbul’da bir proje oluÅŸturmuÅŸlar ve oraya bir müze, park yerleri ve satışını yapacaklar ama ortada 3000 tane ÅŸehitlik var. Ben o zamanlar orada kooperatif baÅŸkanıydım, milli park müdürlüÄŸü bana itiraz ediyor ‘’bunu buraya yapamazsınız sit alanı’’ diyor. Biz 1 aydır sivil toplum kuruluÅŸlarıyla irtibat halinde olduk. Bir basın toplantısı yapmaya karar verdik ve orada çok güzel bir basın toplantısı yaptık. Daha sonra bir proje yarışması yapıldı o neticelendirilince kazma vuruldu. Kim hangi probleme çare olur? Yetkililere baÅŸvurulsa birçok problem ortadan kalkabilir.
Sizin aklınızda şunu yapsaydık iyi olurdu ama yapamadık dediğiniz bir şey oldu mu?
Devam ettiremediÄŸimiz ÅŸey festivaldi. Eski festivallerimiz çok daha güzeldi. Ben halk oyunlarını çok severdim muhteÅŸem gösteriler yaparlardı ve festivale gittiÄŸimizde ilk önce oraya giderdik. Çevre illerden de buraya gelenler olurdu ve kendi yörelerimizinkini izlediÄŸimiz gibi çevre illerden gelen halk oyunlarını da izleme fırsatımız olurdu. ÇocukluÄŸumda babam bana yeni pantolon almıştı ilk festival günü giydim halk oyunlarını izlemeye gidecektim. Hızlıca telden geçeyim de gideyim dedim ama pantolonum takıldı yırtıldı ona çok üzülmüÅŸtüm. Benim çocukluÄŸumdaki heyecan ÅŸimdi yok.
-SEFER GÖZTEPE DÖNEMİ
SEFER GÖZTEPE
Ben Sefer Göztepe. 1955 yılında Çanakkale’mizin dedeler köyünde doÄŸdum. Köyümüzde 3 yıl eÄŸitmen eÄŸitimi, arkasından Kirazlı ’da 2 yıl yatılı bölge okulunda ve 1968’de 3 yıl yatılı olarak Åžereflikoçhisar’da okuduk. yine o günkü adıyla Ankara Erkek İlköÄŸretmen Okuluna yatılı olarak geldik. 4 yıl orada öÄŸretmen okulunu bitirdikten sonra, Şırnak’a baÄŸlı Mardin’in bir ilçesine tayin oldum. 1976’dan 2005’e kadar Çanakkale köyleri ve merkez, 23 yıl köy öÄŸretmenliÄŸi, 8 yıl da merkezde çalıştıktan sonra, 2005 yılında öÄŸretmenlik hayatımıza noktayı koyduk. Çanakkale’ye yerleÅŸtik ve hayat devam ediyor.
Çanakkale Turizm DerneÄŸi ile nasıl tanıştınız, yollarınız ne zaman kesiÅŸti? DerneÄŸe nasıl üye oldunuz?
1998 yılında merkeze geldikten sonra, Çanakkale’yi daha da iyi tanımak için-bunun için de Turizm DerneÄŸi en uygun olduÄŸundan- derneÄŸe üye olduk. Fakat o dönemlerde derneÄŸin ismi deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ. Turizm Tanıtma ve Alan Kılavuzları DerneÄŸi diye bir isim verilmiÅŸ. Bu da Alan KılavuzluÄŸu yapmak ve girmek isteyen birçok insanın bir yerde akınına uÄŸramış. Sayıları çoÄŸalmış. 2003’ten 2010’lara kadar olan bölümde de epey üyelikten çıkarılmalar olmuÅŸ. 2003 yılında biz de üyelikten çıkarılmışız. Arada 2 sene öyle geçtikten sonra, 2005 yılında emekli olduktan sonra tekrar derneÄŸe üye olduk. 2005’ten 2010’a kadar üyelik dönemimiz, 2010’dan 2019’a kadar yönetim baÅŸkanlığı ve de 2019’dan beri yine üye olarak devam ediyoruz.
DerneÄŸe üye olduÄŸunuzda baÅŸkan kimdi? Yöneticilerle diyaloÄŸunuz var mıydı?
O günkü yönetimde Ahmet Abi diye hitap ettiÄŸimiz Ahmet Kaşıkçı vardı; Hüseyin Abi diye hitap ettiÄŸimiz Hüseyin Yıldız vardı; Hikmet Toylan, Cemil Kalyoncu, Halil BaÅŸaran, Cemalettin Bey vardı. Bunlar uzun süre baÅŸkanlık yapmışlardı. BaÅŸkanlık ve yönetim kurulu üyeliÄŸi yapmışlardı.
Siz de birkaç dönem yönetimde bulundunuz, yönetim kurulu baÅŸkanlığı yaptınız Bu yönetim görevi sırasında neler gerçekleÅŸtirdiniz?
Biz bu seçime girerken 2010 yılında Kamil Uzelli, GülÅŸen Özdamar, Selahi Tutmaz, İhsan Pala, İsmet Balkan bir de benim baÅŸkanlığımda yönetimle göreve baÅŸladık. Göreve baÅŸlar baÅŸlamaz ilk iÅŸ olarak tüzüÄŸümüzü bir deÄŸiÅŸtirelim. Bu baÅŸkanlık süresi en çok 3 yıl olsun ve de Turizm ve Alan Kılavuzları DerneÄŸi ismini düzenleyip, derneÄŸin ismi kuruluÅŸ zamanındaki adıyla anılsın istedik. KuruluÅŸ amacına geri döndük ve bütün amacımız bu alan kılavuzlarının derneÄŸe imajını silmek üzerine kurduk. Bu ÅŸekilde çalışmaya baÅŸladık. Hemen kendi aramızdaki ve üyeler arasındaki iletiÅŸimi geliÅŸtirebilmek için bir web sayfası oluÅŸturarak internet baÄŸlantılarını hazırladık. YaÅŸlı ama daha kuruluÅŸtan bugüne gelen büyük abilerimize de bir onursal üyelik tertip ederek, onların da gönüllerini hoÅŸ etme ve her zaman tecrübelerinden ve bilgilerinden faydalanma yoluna gittik. Bunun da tabi ki çok faydasını gördük. Mesela İzzet Melih Dilmaç abimiz ta kuruluÅŸtan gelmiÅŸti, Burhan Cahit Altan ona keza, yine o dönemlerin en tecrübelilerinden eski baÅŸkanlarından Fikret Karayalçın vardı.
Biz bunları yaparken ÅŸunu da görüyorduk. Çanakkale’de turizm parçalanmış gibi bir durum vardı. Herkes ayrı tarafı çekiyordu. Biz de dedik ki turizm aktörlerini bir araya getirmeye çalışalım. Onlara bir kahvaltı düzenleyerek bir araya getirmiÅŸ olduk. Sonra bunlar için de hem acente olarak, hem iÅŸletme olarak, hem otel olarak hem de ÅŸahıs bazında, turizmde o yıllarda etki yapmış veyahut ta baÅŸarılı çalışmalar yapmış iyi iÅŸletmeleri de bir arada deÄŸerlendirerek, onlara bir plaket sunarak teÅŸvik etme amacına gittik. Bu erken yıllarda da yapılan bir ÅŸeydi. Fakat 2000’lerde bu alan kılavuzları iÅŸi baÅŸlayınca biraz geri plana atılmış.
2013 yılında yine bu turizmcilerin, Çanakkale’deki merkezi yönetimin, yerel yönetimin üst kademelerinin valimizden tutun da, emniyet müdürü, belediye baÅŸkanı, defterdara kadar hepsini bir arada bir 50. Yıl kokteyline davet ettik. 50. Yıl kokteylinde, merkezi ve yerel yönetimlerin, tüm bürokrasinin bir araya gelmesi belki de o güne kadar yapılmış en yoÄŸun olaydı.
Bu arada fuarlara katılmaya baÅŸladık. İstanbul Emitt Fuarı’na, İzmir Travel Turkey Fuarına hem dernek olarak giderek orada stantlar açtık, bazen de izleyici olarak gittik. BU fuarlara, arkadaÅŸlarımızı da bir araç tutup götürerek hem görüÅŸ açılarını geliÅŸtirmek, hem de onlara seyahat fırsatı sunmak istedik. Sonradan bunun içine Turizm ve Otelcilik öÄŸrencilerini de dâhil etmeye baÅŸladık ve onlara da bizimle seyahat ederek fuarın havasını, turizmin bu canlılığını görme fırsatı verdik. Bu arada Turizm Haftası etkinliklerinin de hep içinde bulunduk. O etkinliklerin bazen kokteylini, bazen bir baÅŸka bölümünü üstelenerek hep devam ettirdik.
Bunların yanında Afyon Büyük Zafer YürüyüÅŸü ’nü gerçekleÅŸtirdik. ArkadaÅŸlarımızı da oraya götürdük ve her taraftan gelen dostlarla birlikte oranın o coÅŸkulu havasını yaÅŸadık.
Yine bu arada derneÄŸimiz üyelerine eÄŸitici çalışmalar yapmayı düÅŸündük. Mesela Halk EÄŸitim’e bir İngilizce kursu, diksiyon kursu, bilgisayar kursu açtırdık. Yine basını dışlamadan, onları da kahvaltılara davet ederek onlarla beraber hareket etmeye çalıştık.
Bunların yanında 9 Ocak törenleri vardı. Bundan önceki yönetimleri 9 Ocak töreni Alçıtepe Köyü’nde, mevlit okutma ÅŸeklinde oluyordu ama sadece alan kılavuzları ve Eceabat halkı katılım saÄŸlıyordu. Biz buna ValiliÄŸi, Kolordu Komutanlığı’nı, Kültür Turizm MüdürlüÄŸü’nü ve MüftülüÄŸü de katarak daha geniÅŸ çapta düzenlemeye baÅŸladık. Milli Park döneminde, Milli Park Müdürünü ve personelini davet ederek, Alan KılavuzluÄŸu olunca da Alan KılavuzluÄŸu yetkililerini davet ederek bunun devamlılığını saÄŸladık. Amacımız bunun bir devlet töreni haline gelmesiydi. Alan BaÅŸkanlığı da bunu benimseyerek güzel bir amaca ulaÅŸmış oldu.
Yine ilk defa derneÄŸimizi yurt dışına açtık. Dünya’nın en büyük fuarlarından birisi olan Almanya Berlin ITB Uluslararası Turizm Fuarı’na, Sofia Turizm Fuarı’na katıldık. Böylece derneÄŸimizi yurt dışına da açmış olduk. Hem de Almanya’da derneÄŸimiz adına konferanslar vererek daha iyi hizmet vermeye çalıştık.
2. dönemde de yine aÅŸağı yukarı aynı arkadaÅŸlarımızla devam ettik. Bir deÄŸiÅŸiklik ile Kamil Uzelli, Selahi Tutmaz, Mustafa TaÅŸ, İsmet Balkan, GülÅŸen Özdamar, bir tek Mustafa TAÅž’ı aramıza kattık.
Bu çalışmaların yanında bizim derneÄŸimiz tarafından daha önce bastırılan, ancak sayısı tükenen ‘Türkiye’den Çanakkale’ye Anılarla Bakış’ -çok güzel anıların olduÄŸu, Türkiye’nin her tarafından gelenlerin, buraya asker olarak gelenlerin, dönebilenlerin veya dönemeyenlerin çocuklarına anlattıkları, çocuklarına yazdıkları mektuplarla yazılarla derlenmiÅŸ kitabımızın da yeni bir baskını yaptırdık.
Daha sonra da bir dönem Kent Konseyi seçimlerine katılarak, Kent Konseyi yönetim kurulunda, yönetim kurulu üyeliÄŸi de yaparak derneÄŸimizi Kent Konseyinde de temsil etme imkanı bulduk.
İsterseniz biraz da SunSan’dan bahsedelim. Çünkü SunSan bu derneÄŸin varlığı için çok önemli bir kurum ve siz onu olabilecek en güzel noktaya getirmiÅŸsiniz.
DerneÄŸe girdiÄŸiniz zaman, panoda duvarda bir tapu asılıydı. Bu tapuda “Dardanos Mevkii Çınarlı Köyü’nde bir tarla 9 bin metrekare ”diye yazıyordu. Burası da iÅŸletmeciye kiraya veriliyor. Burada çadırlar kuruluyor, barakalarda insanlar gelip birkaç gün kalıyorlar. Fakat iÅŸletmeci zaten 3 seneliÄŸine kiralıyor, hiç bakım yapmadan yılı geçiÅŸtiriyor. Baktım 9 bin metrekare alanımız var. Bunun için de ne yapabilirize baktık. Åžuraya bir tesis yapalım dedik. Fakat yer tarla gözüküyor. Bunu bir araÅŸtıralım diyerek, yönetim kurulundaki arkadaÅŸlarımızla bir karar aldık. Öncelikle yerimizi bir ölçtürelim, sınırlarımızı belirleyelim, yerimiz belli olsun dedik. Duvardaki çerçeven tapuyu çıkardım Tapu Kadastro MüdürlüÄŸüne gittim. Biz ÅŸu yerin imar durumunu çıkartmak istiyoruz dediÄŸimiz zaman görevliler gülerek bana “Bu nedir ya” dediler. Tapu Dairesi’nden alınmış bir tapu dedim. “Bunun hükmü geçti” dedi. Tapuda 1963 tarihinde alındığı yazıyor. 70’li yılların başında Çınarlı Köyü’den kadastro geçmiÅŸ. Kadastro da geçerken de, bizim o yerden ne bölündüÄŸü, denize mi, yola mı gittiÄŸi bilinmiyor, yeni tapu çıkarttık. Yeni tapu çıkınca, bizim o 9 bin metrekare yer 5835 metrekareye düÅŸüverdi, 3’de 1’i gitmiÅŸ. Nasıl olur, arkadaÅŸlara dedim ki dava açalım bir ÅŸeyler yapalım. Bizim tapunun üzerinden 30-40 yıl geçmiÅŸ, böyle bir hak iddia etmemiz zaten söz konusu deÄŸil. Ve artık yeni tapuyla bu iÅŸe bir baÅŸlayalım dedik. Önce bunun arsaya çevrilmesi lazım. Bunun için de bir müracaatta bulunduk. Ölçümler yapıldı. İlk baÅŸlangıcımız 2010 yılında oldu. 2011 yılında kiracının kira süresi bitiyordu. Fakat kira sözleÅŸmesinde 1 dönem daha kiracı isteÄŸi üzerine verilebilir yazıyordu. Biz de bunun üzerine bir taraftan bürokrasi iÅŸlerimizi yürütürken, bir 3 yıl daha kiraya verelim dedik. Ve 3 yıllığına daha aynı iÅŸletmeciye kiraya verdik. 135 bin liraya 3 yıllığına kiraya vermiÅŸtik ve bir taraftan da bu imar durumu ile ilgili çalışmalarımızı yürütüyorduk. Ve ne yapılabilir de konuÅŸulurken, bir tesis yapılır dedik ve genel kurulu topladık. Bu yapının da yap-iÅŸlet-devret modeli ile yapılması kararı çıktı. Belediyedeki imar durumuna da bakıldıktan sonra bunun üzerine biz de ÅŸirketlere müteahhitlere projeler yazıp göndermeleri için bir yazı gönderdik. 4 tane falan proje geldi. Sonra biz bu projelerden birini seçersek, bunun altından pürüz çıkar veya anlaşılmış gibi olur düÅŸüncesiyle, bu projeyi üniversitemizin mimarlık ve tasarım bölümü hocalarından seçim yapmalarını rica ederiz, diye düÅŸündük. Mimarlık fakültesine gittik, hocaları bulduk. Üniversiteye döner sermayeye 3 bin lira para yatıracaksınız, dediler. Tamam, dedik, parayı yatırdık. Projeleri verdik. Onlar da saÄŸ olsunlar deÄŸerlendirerek, en uygun projeyi seçtiler.
Bundan sonraki dernek yöneticilerine de böyle yol göstermiÅŸ oldunuz. Güzel bir sohbetti. Eklemek istedikleriniz var mıdır?
Kendi dönemimizde düÅŸünüp ama gerçekleÅŸtiremediÄŸimiz, Çanakkale turizmine çok faydalı olacağına inandığım proje fikrim var. Üniversitemiz öÄŸretmenlik bölümünden mezun olacak öÄŸrencilerimizi sezon sonunda veya belli bir dönemde, burada her türlü ihtiyaçlarını karşılayacak ÅŸekilde, 3-4 gün misafir ederek, Çanakkale’mizin ÅžehitliÄŸini, bir gün Gökçeada’sını, Bozcaada’sını, bir gün Lâpseki Biga Yenice hattını, Ezine-Ayvacık-Küçükkuyu hattını olmak üzere gezdirip onları buradan öyle göndermek ve onların da gittikleri yerde buraları anlatmasını saÄŸlamak istiyorum. Bence turizm için yapılması gereken en iyi ÅŸeylerden biri olduÄŸunu düÅŸünüyorum. ArkadaÅŸlarımız uygun görür veya görmek tabii ki hepsinin düÅŸüncesine saygı duyuyoruz. Onun haricinde, bu derneÄŸin, amacından sapmadan daha önce yapıldığı gibi isim deÄŸiÅŸikliÄŸine gitmeden gerçek kimliÄŸiyle kalarak devam etmesini isterim. Umarım derneÄŸimizin geleceÄŸi bugünden daha iyi olur.
16 Nisan 2014 Sefer Göztepe
İzzet Melih Dilmaç’a gittiÄŸimizde sorduk “İzzet aÄŸabey böyle bir dernek kurmak nereden aklına geldi?” diye Vali’ye gittik, festival yapacağız dedik, Vali Bey bana kızdı, “sen festivalin ne demek olduÄŸunu biliyor musun?”biliyorum efendim, Bursa, İzmir yapıyorsa Çanakkale neden yapamasın? Dedim. Dernek olmadan bu iÅŸin olmayacağını anlayınca ilk iÅŸ olarak dernek kurmamız gerekliydi. O dönemde 7-8 arkadaÅŸ bir araya gelip adı Çanakkale Turizm Tanıtma DerneÄŸi olan bir dernek kurduk 1963 Åžubat ayında. O arkadaÅŸ grubunun ortaklığında ve rahmetli Cahit Turan Altan’ın finansmanlığında ik festival çalışmasına girerler. YoÄŸun bir çalışma temposu ve belki de yoklukları var ederek 1963 yılında ilk festivali kurgularlar. Bir müddet turizm derneÄŸi festivalin yürütülmesini, organizasyonunu saÄŸlar, belli bir dönem sonra bunu belediye üstlenir.
Turizm derneÄŸi festivalin oluÅŸmasına öncülük etmiÅŸ, Çanakkale’de birçok ilkin oluÅŸmasına neden olmuÅŸ ve Çanakkale’nin en köklü derneklerinden birisidir. Dernek faaliyetleri olarak baktığımızda yavaÅŸ yavaÅŸ büyüyen ama çalışmalarında oldukça baÅŸarılı bir dernektir. 2013 yılındaki faaliyetlerine baktığımızda, 12 seneden beri Alçıtepe’de düÅŸmanın yarımadadan çekiliÅŸinin yıldönümlerinde hem o günü anmak hem de ÅŸehitlerimizi hatırlama açısından önemli bir faaliyet. 2013 yılındaki faaliyetlere baktığımızda ilk defa turizm derneÄŸinin yurtdışı fuarlara, festivallere açılım yaptığını görüyoruz. 19 Åžubat’ta da 50. Yıl törenlerini kutlamış bulunduk. 5-8 Mart tarihleri arasında da Berlin fuarı ve yine ülkemizin en büyük iki fuarı olan İstanbul Emitt fuarı ve İzmir fuarlarında ilimizin turizm aktörleri ile birlikte katılım gösteriyoruz. Bu sene ilk defa 18 Mart Üniversitesi tarafından düzenlenen sivil toplum kuruluÅŸları kongresinde de katılım saÄŸladık. Bunlar yıl içinde yapılan faaliyetlerimiz ama turizmin hep içindeyiz.
Turizmde daha çok iÅŸlerimizi konuÅŸma ile yaptığımızı sözde kaldığını görüyoruz. 2011 yılı Nisan ayında turizm zirvesi yapmışız. En önemli sorunumuzun ulaşım, tanıtım, tesisler ve alternatif turizm olayları olduÄŸunu görüyoruz. Arkasından 2012 yılında da turizm zirvesi yapıldı orada da sorunlar sayıldığı zaman sorunları aynı ÅŸekilde tekrarlamış olduk. Aradan 3 yıl geçtikten sonra bugün yine turizm haftası kutluyoruz sorunlara bakıyoruz yine aynı ÅŸeylerle karşılaşıyoruz. Yine birinci sorunumuzun ulaşım olduÄŸunu görüyoruz. 2011 yılından 2014 yılına geldiÄŸimiz zaman karayollarımızda yine hiçbir deÄŸiÅŸiklik yok. Çanakkale’ye gelen yollarda Çanakkale il sınırına geldiÄŸi zaman hemen bir dağılma, küçülme, bazı yerlerde tek ÅŸeride düÅŸerek bazı yerlerde hala çalışma, tamirat faaliyetleri, onarım faaliyetlerini devam eder görüyoruz. Deniz yolu ulaşımına baktığımızda denizle iç içe olup bu kadar denizle ulaşımı kötü olan baÅŸka bir il yoktur diye düÅŸünüyorum. Hava ulaşımına baktığımızda ise çok yetersiz olduÄŸunu görüyoruz. Uluslararası Rekabet araÅŸtırmaları diye bir kurum var 2009-2010 dönemi arasında yayınlanan iller arası eriÅŸilebilirlik raporunda Çanakkale 81 il arasında eriÅŸilebilirlik konusunda 39. Sırada. Bu kadar geride olmasını çok düÅŸündürücü buluyorum. İkinci önemli eksiklerden birisi tanıtımdır. Dış turizme baktığımızda Troia herkes tarafından biliniyor ama iç turizme geldiÄŸimiz zaman bilen ve giden sayısı çok yetersiz. Çanakkale tabi sadece Troia ile mi anılacak, Çanakkale’ye baktığımız zaman çok güzel bir doÄŸa var, 50’nin üzerinde antik kent var. Maalesef tanıtmamışız. İç turizminde de Çanakkale dediÄŸimiz zaman ÅŸehitler coÄŸrafyası biliniyor baÅŸka yine yok. Dar bir kalıptan bakılıyor. Tesis olarak da eksikliklerimizin çok olduÄŸunu görüyoruz. Çanakkale’deki turistik belgeli tesis sayısına baktığımız zaman 2 noktada kümeleÅŸtiÄŸini görüyoruz. Birisi Çanakkale’den Güzelyalı’ya kadar olan bir bölüm ikincisi de Ayvacık- Asos arasındaki bir bölüm. Dar bir alanda kümeleÅŸmesi de yetersiz olduÄŸumuzu gösteriyor.
Gelen turisti konaklatamıyoruz çünkü Troia ve ÅŸehitliklerden baÅŸka bir alan sunamıyoruz. Eko turizm dediÄŸimizde Kaz DaÄŸları oksijen bakımından en önemli yerlerden birisi ama Kazdağı dediÄŸimizde sadece Balıkesir tarafı akla geliyor. YürüyüÅŸ düzenleme vs gibi çalışmalar yapılamıyor.
Çanakkale’de bolluÄŸundan bahsedilen termal turizmi görüyoruz. 13 bölgeye ayrılmış termal tesis görüyoruz. Sadece 4 tanesinin bakanlık onayı var diÄŸerleri ise bilinmiyor. Termal sahalarda en büyük ayıbımızda Kestanbol’dakidir. 21 sene geçti hala bir ilerleme kaydedilemedi. Termal tesislerimizden görüntü güzel olan ama tanınmayanları da hatırlamak gerekiyor. Eskiden beri faaliyette olan Koç termal ve Kırkgeçit kaplıcalarını söyleyebiliyoruz. Çan’daki termal tesisle de biraz daha hareketlenecek. Çanakkale’de umut baÄŸlanan ama saman alevi gibi sönen alternatif turizm alanı da kruvaziyer turizmi sayabiliriz. Merkez turizm projeleri kapsamında 3milyon 541 bin metre kare bir alana marina ve kurvaziyer alanların yapılmasına 2012’de baÅŸlanıp 2015’de bitirilmesine dair planlar var ama çalışma göremiyoruz.
Çare ne diye baktığımız zaman ise yollarımızın düzenlenmesi ÅŸart. Güzelyalı’dan baÅŸlayıp Kumkale’ye, Asos’a kadar sahil yolunun açılmasının önemli olduÄŸunu düÅŸünüyoruz. Bu kadar güzel kıyı bantlarının deÄŸerlendirilmesi gerekiyor.
KuruluÅŸta derneÄŸi kuranlardan İzzet Melih Dilmaç’ı anabiliriz. Kuruculardan Muhtar BaÅŸaran, Suzan Arguvan, Bora Okatan, Emin Tarhan, Kamil Vardar, Haydar Kavaki Tahsin İşgüden, Burhan Cahit Altan kurucu gruptur. 10 yıldan fazla hizmet etmiÅŸler. Arkasındaki dönemde Çanakkale’nin siyasi açıdan da sosyal faaliyetler açısından da öne çıkanlardan birisi Hüseyin Uluaslan aÄŸabeyimizi sayabiliriz. Burada güzellik yarışması düzenleyen, turizm sektöründekilere ödüller vererek, faytonlarla ÅŸehir içinde turlar yaparak güzel bir döneme imza atmış. Arkasından 3. KuÅŸak geliyor. Ahmet Kaşıkçı, Hüseyin Yıldız’ı sayabiliriz. Son 4 yılı da bize kısmet oldu. DerneÄŸimizde bugün halen 104 üyemiz var. Her sektörden üyemiz bulunuyor.
NURAY ARTUT
Ben Nuray Artut 27 yıl devlette, saÄŸlık eÄŸitimde hemÅŸire olarak çalıştım, bu esnada turizm tanıtma derneÄŸi üyesi oldum, o zaman cumhuriyet ilköÄŸretim okulunda toplantılarımız yapılıyordu, çok eski, sanırım doksan yedi, doksan sekizde bizim milli eÄŸitim müdürlüÄŸü bir kurs açtı, rehber öÄŸretmenlik kursu, o kursa katıldım arkadaÅŸlarla beraber, turizm tanıtma derneÄŸinin emeÄŸi çoktur alan kılavuzunda, hepimiz alan kılavuzuyuz aÅŸağı yukarı, hem dernek üyesiyiz, hem alan klavuzluÄŸu yaptık. 9 ocak törenlerini biz baÅŸlattık
Siz eski üyelerimizden birisiniz ÇATUD’la yollarınız nasıl kesiÅŸti, nasıl üye oldunuz, o zaman kimler vardı.
Ben milli eÄŸitimin içinde olduÄŸumdan dolayı Çatud’daki yönetimdeki ya da üyelerin hepsi birbirimizi tanıyoruz, dolayısıyla böyle bir dernek olunca ben de üye oldum çünkü camia milli eÄŸitim ve rehber öÄŸretmenler camiası, dolayısıyla öncesinde bu turizm tanıtma derneÄŸinden arıyorlardı bizi, turizm tanıtma derneÄŸi rehber öÄŸretmenlere iÅŸ veriyordu.
O zaman yönetim kurumundaki baÅŸkan kimdi
Yönetim kurumunda o zaman Ahmet kaşıkçı vardı, cemil kalyoncu vardı, Cemalettin Yıldız hocam vardı, , Hüseyin yıldız vardı.
Bizim kurucu üyelerimizle bir birlikteliÄŸiniz oldu mu?
Tabii, tabii Cahit amca da rahmetli, Hüseyin Uluarslan da ya da izzettin amcayla da çok yakın birlikteliklerimiz oldu, çok severlerdi beni evlat gibi, özellikle izzet amca daha uzun yaÅŸadığı için onlardan, bütün albümünü çocukluktan itibaren, özgeçmiÅŸini açıp bana göstermiÅŸtir, fotoÄŸraflarını çektim hepsi var bende, hepsini aldım ama ne yazık ki bu dijital ekran dediÄŸimiz ÅŸeyde hepsi gitti, çok iyilerdi çok ileri görüÅŸlülerdi, yani birebir tanıştık
Peki dernek hakkında, kuruluş hakkında sohbetleriniz olmuş muydu
Tabii ki 1963 yılında ÅŸimdi 18 mart yazısının olduÄŸu yerde oralarda oturdum diyor(İzzet Dilmaç), askerden geldim oturdum, ÅŸöyle Çanakkale’ye bakıyorum tabii o zaman oralar bomboÅŸ ne yapabilirim Çanakkale’ye diye düÅŸünürken, kendi kendime düÅŸünürken, dernek kurma, bir festival yapma aklına geliyor sonra iÅŸte ekibi kuruyor kendileri derneÄŸi 1963 yılında kurduktan sonra festivali düzenliyorlar . Cahit amcayla yine aynı ÅŸekilde, çok fotoÄŸraflarımız vardı ama bilmiyorum arÅŸivde var mı?
2000’li yıllarda Ahmet beyin baÅŸkanlık yaptığı dönemlerde dernek, neler yapıyordu?
O zaman çok geziler yapardık, mesela çevre gezileri yapardık, çevredeki gezilecek görülecek yerleri gezerdik, beraber olurduk hem, bütün üyeler daha kaynaÅŸma olurdu, sonra afyona gittik, Bergama’ya gittik, Ankara’ya gittik, EskiÅŸehir gezisi gibi birçok yere geziler düzenliyordu bizim yönetim, kemer dereye pikniÄŸe giderdik, kırk geçi kaplıcalarına giderdik, sonra Bigalı Mehmet çavuÅŸun törenlerine gittik yakın dönem ama aklıma gelen, hemen gelen…
Peki gezilerin dışında neler yapardınız ?
Çok toplantılar yapardık, toplantılarda sohbetler yapardık ne yapılabilir ne edilebilir diye yani en azından bir yer anlatılırdı ya da tarihi bir yer hakkında bilgi verilirdi, güncelden toplantılar yapılırdı, Sunsan’a giderdik orası çadır kampingdi orda hem yemek yer hem söyleÅŸiler yapardık.
Bu dernek böyle kurulduÄŸu zamanlarda, böyle troya festivali, troya güzellik yarışması gibi hep etkinlikler yapmış, Ahmet Bey zamanında neler yapılıyordu ?
O zaman da yapılıyordu, o zamanda yine devam etti, mesela troya festivali daha daha öncesinde halk bahçesinde panayır ÅŸeklinde oluyordu, çok çok güzeldi truva atından bilet alıp gidiyordunuz giÅŸeden, Truva atı vardı giÅŸede oradan bilet alıp giriyordunuz, çok güzeldi yani, ÅŸey olurdu sanatçıları olurdu, iÅŸte kortej yürüyüÅŸleri olurdu, onlarla beraber girilir açılış yapılır, sonra turizm haftasında kokteyller olurdu, kokteylleri biz de yaptık gerçi yönetimde, il kültür müdürlüÄŸünün bahçesinde kokteyl verirdik yani çok güzel olurdu, orda konuÅŸmalar olurdu,
Önümüzdeki sene biliyorsunuz derneÄŸin 60. Yılı ama siz 50. Yılını da kutlamışsınız oradaki anılarınızdan biraz bahseder misiniz nasıl kutladınız 50. Yılı
50. yılı Akol otelde kutladık o zaman İzzet amca saÄŸdı, Cahit amca, Hüseyin uluarslan, onlar saÄŸdı, arÅŸivde vardır onların fotoÄŸrafları vardır, o da çok güzel oldu, yani çok tarihi önemli notların düÅŸürüldüÄŸü 50. Yıl kutlaması oldu orada, çok güzeldi, umarım 60. Yılına da çoÄŸumuz saÄŸ bir ÅŸekilde girebiliriz.
Bir Ağadere şehitliğinde bir dayanışmanız vardı hatırlıyor musunuz ?
Tabii ki katıldık, bizzat katıldım bir çok arkadaşım gibi AÄŸa Deresi’nde ağır mecruhin hastanesi dediÄŸimiz noktada bir proje çalışması vardı biz orda yapılmasını istemedik yani burası bakir kalsın, ÅŸehitlerimiz olduÄŸu gibi kalsın diye, eylem yaptık aÄŸzımızı burnumuzu bantladık iÅŸte biz bunun için mi öldük diye pankartlar açtık bir çok ÅŸey yaptık.
Sizinde yönetimde olduÄŸunuz son dönemden pek bahsetmedik biraz da ondan bahseder misiniz? Sefer baÅŸkanın yönetiminde mi vardınız?
Sefer baÅŸkanın yönetimindeydim sonra da ismet baÅŸkanın yönetiminde vardım
Sefer hocamın baÅŸkanlığındayken biz yönetim olarak yine anıtkabir gezilerimizi yaptık, 40 geçit kaplıcalarına gezi düzenledik, Sunsan otelinin açılışını yaptık, Sunsan bizim dönemimizde açıldı BaÅŸka çalışmalarımız çoktu ama gene böyle arkadaÅŸlarla organizasyonlar yaptık yani toplantılar yaptık arkadaÅŸlarla, toplantılarda sohbetlerimiz oldu, ismet baÅŸkanın döneminde de ÅŸu mevcutta olduÄŸumuz içinde oturduÄŸumuz yine binayı aldık, çok da güzel oldu dernek binası olaraktan ofis binası olaraktan burası, gerçekten ondan sonra zaten fiyatlar arttı bir takım ÅŸeyler alt üst oldu pandemi girdi falan birçok ÅŸey yaptık, birlikte yine sizinle bir turizm gezisi yaptık yurtdışına. O da çok verimli bir çalışma oldu ama hemen geldik akabinde pandemi baÅŸladı ve bir daha ne yazık ki davetlerimiz olmadı yani.
Pandemiden dolayı bunları başarıya ulaştıramadık, inşallah bundan sonra ulaşır.
BaÅŸarmayı düÅŸüp de baÅŸaramadıkları oldu mu yönetim olarak?
Yani benim kendi adıma çok oldu açıkçası, benim kendi adıma yapmak istediÄŸim çok farklı projeler var, ben kadınların yönetimde olmasının her zaman taraftarıyım her zaman benim amacım Çanakkale turizm tanıtma derneÄŸi olduÄŸundan burası bizim de bir çok arkadaşımız alan tanıtma kılavuzu olduÄŸu için burası örneÄŸin Balıkesir yakın çevre, Balıkesir’le oradaki turizm tanıtma dernekleriyle iletiÅŸime geçip, kim buradan gidecek 5 arkadaÅŸ mı? Anlatıma gelmek isteyen arkadaÅŸlar kimlersiniz, biz Çanakkale’yi anlatmak istiyoruz, gelmek ister misiniz? Gelmek isteyenlerden iÅŸte bir ekip kurup siz Çanakkale’yi Balıkesir’de anlatalım, okullara gidin, halka gidin anlatın, Kütahya’ya gidin, İzmir’e gidin, Manisa’ya gidin, benim hevesim projem buydu, ben bunu baÅŸaramadım
Buradan gönüllü, gönüllülük elçisi, ben bunu halen savunuyorum turizm tanıtma, ben Çanakkale’yi tanıtacağım, Çanakkale’yi tanıtacak bir sürü arkadaşımız var en iyi ÅŸekilde anlatacak arkadaÅŸlarımız var, hepimiz bir turizm elçisiyiz, ben bunu baÅŸaramadım istediklerim arasında. Sonra birçok proje yaptık hep afaki oldu ne yazık ki olmadı, e mesela bir raylı sistem kuralım dedik, baÅŸarıya ulaÅŸamadık.
Nerde ?
Golf çay bahçesinden oradan arka çarşının içinden geçip tabyalara kadar içine de her vagonun içine de bir ekran koyup orda sesli anlatım yapılsın iÅŸte çarşı içinden geçiyoruz çarşıyı anlatsın, tabalara gidiyoruz orası anlatılsın bunlar olmadı dernek projesiydi bu baÅŸaramadık
Bunu dernek projesi mi, belediye mi?
Birlikte çalışacaktık, birlikte bir projeydi bu, olmadı sonra bir tiyatron projesi çalışması oldu çok hevesliydi o da baÅŸarıya ulaÅŸmadı yani çalışmalarda ÅŸey vardı hatta tiyatro çalışmaları, kıyafetler falan projelendirildi tiyatro gösterili ÅŸey yapıldı, kum kaleye gittik beraber çalışmak için e yani sonuç olmadı biraz da pandemi gelince tabii ki her ÅŸey sekteye uÄŸradı umarım yeni yönetimde sizler pandemisiz günlerde daha güzel ÅŸeylere imza atarsanız
DerneÄŸin gelecek ekli aklınızda bir ÅŸeyler var mı ÅŸöyle yapsak daha iyi olur düÅŸündüÄŸünüz
Toplantılar mevcut toplantılar katılımların çok olması gerekir toplantının olması önemli deÄŸil katılımın da çoÄŸaltılması önemli, dernekte yapılması gereken bana göre yapılmadı alan baÅŸkanlığı için de söylüyorum orda bir çok arkadaşımız 25. Yılını tamamladı onlara birer plaket verilmeli, sizin de aynı ÅŸekilde o yönetimde olanları veyahut üyelikte çok eski olanları birer plaketle onure etmeniz hoÅŸ olur önerimdir ben yönetimde olsam bunu öneririm.
Sohbetinizde bir ÅŸey dikkatimi çekti Çanakkale tanıtım deyince, hep karşıyı söylüyorsunuz ama bizim biliyorsunuz bizim Çanakkale’nin kenti de çok önemli ne bileyim dünyanın bildiÄŸi Troia’sı var Assos’u var yani tabi ÅŸey tüm dünya karşıya yönlenmiÅŸ, tabii alan baÅŸkanlığında var, alan baÅŸkanlığı da sizin yapmak istediÄŸiniz her ÅŸeyi muhtelisine almış zaten size ya da derneÄŸe fazla bir ÅŸey kalmamış oldu
ama biz tanıtmış olduktan sonra alan başkanlığı aldı orasını
DoÄŸru dernek ne bilim bazı ÅŸeyleri mesela 9 ocak, kutlamalarında çok öncülük etmiÅŸ, ÅŸimdi onu iÅŸlemeyi düÅŸünüyoruz yine de
Kesinlikle mesela 13 aralık Mesude’yi de aynı ÅŸekilde yine bunun da özellikle Cemalettin hocanın, cemaat yıldızın çok önemi vardır, 13 aralık da ÅŸuan çok önemli 1914 Mesude zırhın? 19: 38 batırılması çünkü Çanakkale bilmiyor oradaki olan olayı tarihi olayı Çanakkale bilmiyor biz bunları tanıtmak istiyoruz, bizim ÅŸöyle bir eksiÄŸimiz var biz alan kılavuzluÄŸu diyoruz ama karşı tarafı tanıttık çünkü karşı tarafı verildi Gelibolu yarım adası ya da tarihi yarım ada daha önce milli parkı tanıtacaksınız diye görev verildi bize, eÄŸer bize Çanakkale’yi tanıtacaksınız deselerdi biz ağırlık olarak buraya da verirdik.
Böyle yani bir zaman dilimine odaklanmışsınız birinci dünya savaşı zamanına odaklı, oysaki bu kent, kentin kendisi gerçekten çok ilginç bir kent mesela Fatih sultan Mehmed’in kurduÄŸu bir kentten bahsediyoruz
Osmanlının kurduğu tek kent
1460’larda kurulmuÅŸ bu kalelerin yapılmasıyla sonra ÅŸey çok önemlidir günümüzde çok sıkıntı çekiyoruz bazen Ermeni’si Yahudi’si efendim Rum’u Müslümanı romanı hepsi bir arada barış içerisinde yaşıyor, o yüzden zaman zaman kent kendisine barışın kenti diye tanımlamaya çalışıyor, mesela u da çok öneli bir ÅŸey.
Çok önemli hocam da ÅŸöyle bir ÅŸey var biz tarihi eserleri koruyamıyoruz, ÅŸimdi barışın kenti dediniz ya aklıma geldi halk bahçesinde hatırlar mısınız bilmiyorum ama arı peteÄŸi yapıldı bir ara arı peteÄŸi ÅŸeklinde bir heykel yapıldı, yok, kaldırıldı yani yapılanlar neden kaldırılıyor, kaldırılmasın bizim sadece Çanakkale’de taam bak fatih sultan Mehmet kaleleri yaptırdı buraya Çanakkale eski bir tek Osmanlı kent ÅŸehri çardak yine Osmanlı geçiÅŸ noktası Avrupa’ya ilk adım oradan atıldı o kadar çok yerimiz var ki anlatılacak, kaz daÄŸlarımız trekking düzenleyelim ülkeler arası açalım yani o kadar güzel ÅŸekilde yerlerimiz var ki anlatılamayacak kadar çok, yani yapılacak o kadar çok ÅŸey var yani biz yani uluslar arası açılmamız lazım bizim mesela bizim çardakta tanıtılacak hanımız var 1354 den kurulan tarihi han orası çok güzel bir konferans salonu olabilir üniversitelilerle iletiÅŸime geçip tarihi han akustik bir yapısı var girin içine oturun konferansınızı yapın tarihi özümseyin sonra orada çok güzel bir camii var, yine gazi Yakubi tarihi camii, gelin içinde ibadetiniz yapın, gezin sonra Osmanlı hanedanın tek olarak orda ÅŸeyi var mezarı var aile mezarı, camiinin bahçesinde tek çardakta var bu örnekleri çok artırabiliriz, hani Çanakkale’yi tanıtmak diyoruz ya il merkezinde aynı ÅŸekilde İngiliz mezarlığı, Pazar kuruluyordu, Salı pazarı hatırlayın, ÅŸükret hastane bayırının orda, mezarlığın içinde pazara giriyorduk biz yani dini hangi dine mensup olursa olsun mezarlığını korumamız lazım, herkesin dini ibadetine, dini inancına saygı göstermemiz lazım artı tarihi ne olursa olsun tarihi dokuyu her zaman korumak lazım, hasar vermemek lazım.
İSMET BALKAN DÖNEMİ
Sosyal faaliyet olarak alan kılavuzları kooperatifliÄŸi yaptık uzun yıllar ÅŸimdi de Turizm Tanıtma DerneÄŸi’nde daha önceki yıllarda yönetimde bulundum ÅŸimdi de Çanakkale Turizm Tanıtma DerneÄŸi’nin baÅŸkanlığını yapıyorum. Çalışmalarımızı yönetim kurulu ile birlikte sürdürüyoruz. Biraz dernekten bahsetmek gerekirse derneÄŸimiz 1963 senesinde kurulmuÅŸtur ve o günden bugüne Çanakkale’ye katkı saÄŸlamaya çalışıyoruz. Toria festivalini ilk organize eden dernek ki zaten festivali organize etmek için kurulmuÅŸ bir dernektir. DerneÄŸimiz bugüne kadar iyi idare edilmiÅŸ bir dernektir. Bizlerde geldiÄŸimiz günden bu yana çok ciddi çalışmalar içerisindeyiz. Görevimiz Çanakkale turizmini geliÅŸtirmek bu misyonu yıllarca hizmet ettiÄŸimiz için tecrübelerimizle ÅŸekillendirmeye çalışıyoruz. KuruluÅŸ amacımız olan Troia festivalini kente hediye ettik ÅŸimdi bir festival daha hediye etmek istiyoruz. Çanakkale olarak çok donelerimiz var ama uzun yıllardan bu yana bunları güzel bir ÅŸekilde pazarlayamadık. Konaklama oranlarımız 1.3 idi 1.8’e yükseldi ama bu oran diÄŸer illerde çok yüksek bizim için yetersiz. Çanakkale’de konaklama oranı hafta sonlarına sıkıştırıldı. Çanakkale’ye bir ulaşım sıkıntısı var ve dedik ki bir festival organize edelim önce hayal ettik ama ÅŸimdi 25 kiÅŸilik bir kadroyla Çanakkale turizmini geliÅŸtirmek için festival kazandırmaya çalışıyoruz. Alaçatı festivalindeydim geçen sene Alaçatı festivaline 1 milyon kiÅŸi gitmiÅŸ hava yaÄŸmurluydu buna raÄŸmen bu sene 600-700 bin civarında katılım oldu. Her giden 100 lira harcasa kente büyük bir girdi saÄŸlanır. Dışarıdan kimse alınmadan sadece yerel esnafına kar saÄŸlıyor. Çanakkale turizmini düÅŸündüÄŸümüzde de festival ile geniÅŸletme çıktı. Troia festivali daha çok kentlileri ilgilendiren ve onları çeken bir festival, festivaller dışarıdan insanları getirmek için de önemlidir. Biz daha fazla dışarıdan insan istiyoruz. Büyük bütçelere gerek yok yurtdışında yaÅŸayan Türkler var onların örgütlü dernekleri var. Onların da Çanakkale’ye gelebilmesi için gerekçe olarak Troia’yı sunuyoruz.
3 Ekim 2022, Çanakkale Turizm Tanıtma DerneÄŸi’nin 62. Yıldönümü nedeniyle yapmış olduÄŸumuz röportaj dizilerinin sonuncusu yapacağız. Bugünkü konuÄŸumuz, günümüzdeki yönetim kurulu baÅŸkanımız, Sayın İsmet Balkan. HoÅŸ geldiniz. Sizi herkes tanıyor ama bir de sizin aÄŸzınızdan sizi tanıyabilir miyiz?
HoÅŸ bulduk Hocam, bu güzel çalışmaları yaptığınız için sizlere de çok teÅŸekkür ederiz. Ben 1966, Barbaros Mahallesi Çanakkale doÄŸumluyum. İlkokula köyümüz olması itibariyle Suluca’da baÅŸladım sonrasında Barbaros İlkokulu’nda okulu bitirdim. Daha sonra ailemin yurt dışında olmasından dolayı 3 sene yurt dışına Almanya’ya gittim. Ortaokulu orada okudum. Daha sonra yatılı olmak üzere İzmir Buca Lise ’sinde liseyi okudum sonrasında İstanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı’nı kazandım. Orada turizme baÅŸladım. Körfez krizinde turizmin kötü gidiÅŸiyle birlikte öyle kader bizi tekrar Almaya Berlin’e götürdü. Orada 10 sene kadar kaldım. 2001’den sonra tekrar memleketim Çanakkale’ye gelip burada hep turizmin içinde olduk desem yeri var. Seyahat acentesi kurduk. 2001 yılında zaten derneÄŸe üye oldum. O günden bugüne Çanakkale turizmine hizmet etmeye çalışan bir kiÅŸiyim.
Bu derneÄŸin baÅŸkanlığına çok yakışıyorsunuz doÄŸrusu. Peki, bu dernekle nasıl tanıştınız, yollarınız nasıl kesiÅŸti?
Benim Berlin’de bir seyahat acentem vardı. Oradan da tabi ki Antalya olsun, İzmir, İstanbul’a hep gruplar götürüyorduk. Full charterlar (özel seferler) yapmıştık. Hep tabi ki memleketime de grup götürebilir miyim diye düÅŸüncem vardı. Turizm Tanıtma DerneÄŸi’ne bu vesileyle gitmiÅŸtim. O zaman yönetim kurulu baÅŸkanı Ahmet Kaşıkçı idi. BaÅŸkan Yardımcısı Cemalettin Yıldız Abimiz vardı. Onlarla nasıl bir çalışma yapabiliriz, Çanakkale’yi yurt dışına nasıl tanıtabiliriz diye görüÅŸmeler yapmaya baÅŸladık. Onlar da gerçekten çok güzel ilgi gösterdiler. Öncelikle bölgeyi tanıttılar. Burada Manfred Korfmann Kütüphanesi’nde tanışmıştık o zaman. Almanya ile Çanakkale arasındaki en güçlü baÄŸları Manfred Korfmann kurmuÅŸtu. Ondan önceki süreçlerde de bir ÅŸeyler yapmıştık. Onun yaptıklarının yarım kalmaması, devam etmesi ve yaptıklarına katkı saÄŸlayabilmek için çalışmalar yaptık. Birlikte güzel iÅŸler yaptık. Arkeolojiye meraklı Almanları Çanakkale’ye getirdik. ÖÄŸrenci gruplarını getirdik. Yani orada derneÄŸin bir yerde desteÄŸiyle ben buradaki yerel turizmcilerle buluÅŸtum. Çok da fazla yoktu o dönemlerde. Ama o dönemde açıkçası Çanakkale’nin kalıcı bir ÅŸekilde yurt dışı baÄŸlantısını kurduk diyebilirim.
DerneÄŸin yurt dışı ile olan baÄŸlantısı çok önemli bence. Gelecek dönemlerdeki misyon ve vizyonu da bu olmalı. Åžimdi siz Ahmet Beylerle tanıştınız. Onların vesilesiyle sizi derneÄŸe üye yaptılar herhalde. Peki, o zaman Ahmet Bey, Cemalettin Bey bunlar böyle uzun dönemler dernek baÅŸkanlığı yapmış özellikle Ahmet Bey, dolayısıyla arada efsaneleÅŸmiÅŸ baÅŸkandı. Sizde nasıl bir intiba uyandırdılar? Neler yapıyorlardı Turizm Tanıtma DerneÄŸi olarak?
Åžimdi aslında Turizm Tanıtma DerneÄŸi Çanakkale turizmine çok fazla katkı saÄŸlamış. Hepimizin bildiÄŸi gibi 1963 yılında kurulmuÅŸ ve kuruluÅŸ amacı da Çanakkale’yi tanıtmak üzere olan bir dernek. Tabi ki Melih Dilmaçların baÅŸlatıp daha sonra emeÄŸi geçenleri de ben bu arada rahmetle anmak istiyorum hatta isimlerini de müsaadenizle burada okumak istiyorum. Muhter BaÅŸaran, Suzan Argavan, Bora Okutan, Emin Tarhan, Sami Vardar, Haydar Kavak, Tahsin İşgüden hepsi müthiÅŸ çalışmalar yapmışlar. Çanakkale’nin turizme yönelmesini aslında onlar saÄŸlamışlar. Belki de onlar bu çalışmayı yapmamış, Troia Festivali’ni baÅŸlatmamış olsalardı, Çanakkale’nin gidiÅŸatı çok daha farklı yönde belki sanayileÅŸme yönünde olacaktı. Ama onlar Çanakkale’nin konumunu, doÄŸasını, coÄŸrafyasını turizme uygun görmüÅŸler, o yönde devam ettirmiÅŸler. Onlar aslında 1. Nesil, daha sonra Ahmet Kaşıkçı baÅŸkanımız dediÄŸiniz gibi duayen bir fahri baÅŸkanımız, onlar göreve gelmiÅŸler. Yanılmıyorsam 9 yıl Ahmet Kaşıkçı baÅŸkanlık yaptı. Daha sonra Sefer Göztepe geldi. Onlara da derneÄŸimizde 2. Nesil diyelim. Biz de bir yerde onların baÅŸlattıkları turizm faaliyetlerine belki biraz daha profesyonellik katmaya çalıştık. Çünkü onların her birinin mesleÄŸi öÄŸretmenlikti.
Yönetim kurulunda bulunduÄŸunuz zamanlardaki Ahmet Bey ve Sefer Bey’in çalışmalarından da biraz bahseder misiniz? Sonra sizin kendi baÅŸkanlık döneminize geçelim.
Ahmet Kaşıkçı ’nın ilk yönetim kurulunda bulunduÄŸumda aslında Gelibolu Yarımada’sı çok revaçtaydı. Burada Çanakkale turizmine bir yön vermeye çalışıyorduk ama turizm tabi ki sadece yabancıların getirilmesinden ibaret deÄŸil, iç turizm de burada söz konusu. İç turizm potansiyeli daha fazlaydı. Yanılmıyorsam 1994 yılında Özal’ın ve İngiltere BaÅŸkanı Thatcher’ın buraya gelmesiyle baÅŸlayan bir süreçtir bu. Ondan sonra medyanın, kamuoyunun da ilgisini çekti ve Gelibolu Yarımada’sının askeri bölge olmaktan daha çok milli parkta gezi alanına dönüÅŸmesine Turizm Tanıtma DerneÄŸi’nin çok büyük katkısı oldu. Özellikle 1992 yılında yanılmıyorsam yine derneÄŸimizin öncülüÄŸüyle Hüseyin Uluaslan’ın baÅŸkanlığı döneminde bir kurs açıldı. Orada Ahmet Kaşıkçılar, Hüseyin Yıldızlar yetiÅŸti. BU ilk kurstu ve bunu saÄŸlayan da turizm tanıtma derneÄŸiydi. Ve belki de o kursta yetiÅŸenler daha sonraki süreçte Gelibolu Yarımadası’nın Türk Milleti tarafından daha fazla ziyaret edilmesi gerektiÄŸi bilincini aşıladılar. Gerçekten de bugün günümüzde baktığımızda 2 milyona yakın yerli turist geliyor ki Anzakları ve Yeni Zelandalıları da sayarsak yabancı turist azımsanmayacak düzeyde. Yani bunun temelini atan Turizm Tanıtma DerneÄŸi’dir. Ahmet Kaşıkçı’nın buradaki çabaları çok büyüktür. Mesela ben de yurt dışından tekrar memlekete gelip, 2001 yılında buraya üye olduÄŸumda aynı zamanda bir seyahat acentesi açtım. Burada bizim klasik yurt dışında yaptığımız gibi bir turizm hareketi yapmak mümkün deÄŸildi. Bir potansiyel vardı ve onu daha çok profesyonelleÅŸtirmek gerekiyordu. Orada da iç turizme yöneldik. Ben çok iyi hatırlıyorum seyahat acentesi açmadan önce Gelibolu Yarımadası’nda organize olunan bir turizm hareketi yoktu. İnsanlar bir yerde kendi gayretleriyle geliyorlardı. İşte biz geldik paketler, programlar oluÅŸturduk. Ben kendim aynı zamanda profesyonel rehberim. Rehberlik hizmetlerini burada baÅŸlattık ama yeterli profesyonel rehber olmadığı için orada alan kılavuzlarının devreye girmesi gerekiyordu. Milli Park müdürümüz Ayhan Bey’in bir yerde onun çok büyük gayreti vardı. Burada bir turizm hareketinin baÅŸlaması gerektiÄŸini düÅŸünüyorduk. Yani Gelibolu Yarımadası’nın kalkınması hatta Çanakkale turizminin kalkınması ve dolayısıyla da turist gelirlerinin artması gerekiyordu. Ahmet Kaşıkçı olsun diÄŸer büyüklerimiz olsun burada büyük gayretler gösterdiler. Hatta bunun çilelerini de çok fazla çektiler. Ben çok iyi bilirim; Ahmet Kaşıkçı her hafta bir mahkemeye gidiyordu. Çünkü profesyonel rehberlik çalışmalarıyla örtüÅŸmüyordu daha doÄŸrusu çatışan bir durumdaydı. Ben de profesyonel rehberdim ama ilk alan kılavuzlarından bir tanesiydim. En baÅŸta dedik ki biz Çanakkaleliyiz, Çanakkale turizmini oluÅŸturmamız lazım. Ahmet Kaşıkçı ile o süreci yaÅŸadık. Ben de yönetimde yer aldım. Daha sonra Sefer Göztepe ile aynı yönetimde yer aldım.
Oraya geçmeden, derneÄŸin kuruluÅŸ yıllarında yönünü Troia’ya çevirmiÅŸ. Çünkü bir boÅŸluk vardı ve o boÅŸluÄŸu doldurmak için Troia ile çok ilgilenmiÅŸ. Daha sonrasında Hüseyin Uluaslan bu süreci yönetmiÅŸ ama dediÄŸiniz gibi 90’lı yılların baÅŸlarında karşıya böyle bir ilgi doÄŸmuÅŸ ve gittikçe artan ilgi karşıya ciddi miktarda insanların gelmesine vesile olmuÅŸ. Dernek tam da bu sırada çok önemli bir iÅŸlev yerine getirmiÅŸ, makas deÄŸiÅŸtirmiÅŸ. Hatta dernek ismini bile deÄŸiÅŸtirmiÅŸ. Sonra Alan KılavuzluÄŸu ismini almış. Ahmet Kaşıkçı’nın en önemli katkısı budur. Gelibolu Yarımadası’nın organize edilmesine katkı saÄŸlamışlardır. Ondan sonra Ahmet Bey’in görevi bitiyor, Sefer baÅŸkanın görevi baÅŸlıyor. O da çok büyük ÅŸeyler yapmış. Onun yönetiminde de bulundunuz.
Evet Sefer baÅŸkan da yine 3 dönem, 9 yıl baÅŸkanlık yaptı. Sefer baÅŸkanla göreve geldiÄŸimizde dediÄŸim gibi profesyonelleÅŸmeye baÅŸladık. Amacımız Çanakkale’yi daha ulusal boyutta tanıtmaktı. Çünkü turizm farklı bir sektör öyle herkes turizmden konuÅŸur ama profesyonellik kazandığı zaman yurt dışı tur operatörlerinden muhatap olarak alınır. Benim artık yurt dışından gelip memleketim Çanakkale’ye yerleÅŸmemle birlikte, o süreci biz bence Ahmet Kaşıkçı ile baÅŸlatmıştık. Sefer Göztepe ile göreve geldiÄŸimizde karşımıza daha çok Dardanos bugünkü SunSan Otel çıktı. O dönemde SunSan kamptı. Baya sıkıntılı bir süreçti. Arazimizin büyük bir kısmının devlet tarafından veyahut da belediye, muhtarlık tarafından küçültülmesi söz konusuydu. Onun için hukuksal bir mücadele vermeye çalıştık. Daha sonra buranın artık kamp hali ile devam edemeyeceÄŸini öngördük. Aslında benim ortaya attığım bir fikirdi. Bir derneÄŸin öyle bir bütçesi yoktur ama yap-iÅŸlet-devret modeli ile burasını bir otele çevirelim dedik. Üyelerimizle bir araya geldik, çok da güzel kabul gördü. Arkasından da yap-iÅŸlet-devret modeline talip olacak kiÅŸiler arasında bir yarışma açıldı. BaÅŸlangıçta eksilerimiz oldu. Daha sonra o eksiklerimizi giderdik, tekrar yaptığımızda bir sonuç alındı ve 20 yıllığına Sefer BaÅŸkan’ın da büyük emekleriyle gerçekleÅŸti. Dernekte belki de ilk olarak astsubaylar, öÄŸretmenler vardı, turizmin ucundan tutanlar vardı ama ilk profesyonel turizmci olarak ben girmiÅŸtim yönetime. Bunun mükâfatını da aldık diye düÅŸünüyorum. Bugün ÅŸuan derneÄŸimizin gayet güzel bir oteli var. 6 yıl gibi bir süre geçmiÅŸ. Geriye bir 14 yıl kalmış. Bu dernek 14 yıl daha resmen Çanakkale’nin en güzel butik otellerinden bir tanesinin sahibidir. Ben Sefer baÅŸkanla bir dönem yönetimde bulundum. O baÅŸlangıcını yaptı, daha sonraki arkadaÅŸlarımız onun devamını getirdiler. Tabii ülkemizde belediye ile olan çalışmalar tapu dairesiyle olan çalışmalar, İnÅŸaat süreci vs. onlar çok kolay olmuyor. Sefer baÅŸkan o konuda çok büyük gayret gösterdi.
SunSan gerçekten çok önemli. Ayrı bir dosyadır. Çünkü dernek varlığını adeta orada olan çalışmalara borçlu. Yani bir derneÄŸin 60 yıldır ayakta kalması, sürdürülebilmesi böyle Türkiye ÅŸartlarında pek kolay deÄŸil. Ama Cahit Altan’ın öngörüsüyle o arsa o derneÄŸe alınmış. DediÄŸiniz gibi 9 dönümden sonra 5 dönüme düÅŸmüÅŸ ama kalan 5 dönüm de gayet iyi deÄŸerlendirilmiÅŸ. Sefer BaÅŸkan’dan ÅŸunu da ekleyelim. Alan kılavuzları adı tekrar deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ, eski haline dönmüÅŸ çünkü alan kılavuzları olduÄŸu zaman bir takım sıkıntılar olmaya baÅŸlamış. Bunları engellemek için yine ilk yıllardaki misyonuna geri dönmüÅŸ. Anladığım kadarıyla, sizinle de yurt dışına açılma baÅŸlamış. Sefer baÅŸkanla yurt dışı fuarları düzenlenmiÅŸ. Sürekli belki aynı ÅŸeyi söylüyorum ama yurt dışına açılmak dernek için en önemli geliÅŸmelerden bir tanesiydi. Åžimdi gelelim sizin baÅŸkanlık döneminize ama talihsiz bir zamana denk geldi sizin baÅŸkanlık döneminiz. Dünyanın başına bela olan bir pandemiyle karşılaşınca bir sürü ÅŸeyler yapmayı planladınız ama yapamadınız. Onlardan bahsedebilir miyiz?
Çok doÄŸru. Benim aslında dernek baÅŸkanlığını istememin sebebi buradaki potansiyeli yurt dışına çok daha iyi tanıtabilmek. Gerçek misyonuyla derneÄŸi buluÅŸturmaktı. Hatta Truva’da arkeoloji temalı bir festival yapma projem vardı. Yani burada da hem komÅŸu ülkelerimizi hem de Truva’ya deÄŸer veren İtalya, Almanya gibi Avrupa ülkelerini de dâhil edelim. Bunun zaten daha önce ön çalışmasını yapmıştık.
Yani Ahmet Kaşıkçı ile Sefer Göztepe aynı yönetimlerde bulunmak benim için de çok önemli bir tecrübe oldu. Hep tabii ki Çanakkale’mizin turizmine katlı saÄŸlamak istiyorduk. Çanakkale’deki potansiyeli ben her zaman görüyordum özellikle bu Truva’sı ile Gelibolu Yarımadası’yla, doÄŸal güzelliklerimizle. Yani hep bunları daha fazla öne çıkartma isteÄŸi vardı. Ve çok uzun yıllardır hem acentecilik hem profesyonel rehberlik ile turizmin içinde olan bir kiÅŸi olarak, ben de bir ÅŸeyler katabilirim diyerek Turizm Tanıtma DerneÄŸine o dönemde aday gösterildik. İlk seçimlerimizi kazandık, ÅŸuanda 2. Dönemimiz ve sizinle birlikte yönetim kurulundayız. Ama en büyük arzum arkeolojiyle bütünleÅŸmiÅŸ bir uluslararası bir Truva Festivali yapmak. Belediyenin katkılarıyla yapılan bir Truva festivali var tabii ama daha çok turizme yönelik yani bir Roma’daki, bir Berlin’deki, yurt dışında yaÅŸadığım dönemde gördüÄŸüm festivallerin bir benzerini burada düzenlemek isterim.
Bu günümüz konjonktüründe tek başına bir derneÄŸin yapabileceÄŸi bir ÅŸey deÄŸil. Åžartlar deÄŸiÅŸti simdi. Konuyla ilgili bir sürü kurumlar var onlarla iÅŸbirliÄŸiyle ancak bu iÅŸler yapılabilir.
Çok doÄŸru yani açıkçası aslında o konuda niye baÅŸarısız olduÄŸumuzu siz bu ÅŸekilde özetlemiÅŸ oldunuz. Ben o iÅŸe baÅŸladım, çok arzulu bir ÅŸekilde 6 ay geceli gündüzlü bir mesai harcadım. Çok deÄŸerli insanları bir araya getirdim. Hatta bir etkinlik yapalım diye düÅŸündük, içine triatlon koyalım, tiyatrolar koyalım. Çok güzel planladık. Aslında çok küçük bir maddi destekle oluÅŸabilecek bir ÅŸeydi. Daha sonra bazıları bize biraz hızlı gidiyorsunuz der gibi, orada resmen olmuÅŸ, planlanmış, yapılma tarihini beklerken bir engellemeyle karşılaÅŸtık. Yani ben bunun altını çizerek söylemek istiyorum. Biraz siyasi bir engellemeydi. Oysa biz her zaman için derneÄŸi siyaset dışında, siyaset üstü tuttuk. Bize söz verenler çok cüzi bir miktardı yani 75 bin lira gibi bir katkı saÄŸlanacaktı. Baktığımız zaman son geçtiÄŸimiz günlerde Troia Yolu Festivali yapıldı, milyonlarla bahsediliyor rakamlar. Çok küçük rakamlarla büyük iÅŸ baÅŸaracaktık orada. Fakat onu yapamadık, o engellendi. Yani bunun altını bence çizelim. Bizim orada yapmamız engellendi. Yapabildiklerimiz var, biz hiç vazgeçmedik açıkçası Çanakkale’ye hizmet etmekten. Daha sonra dedim ki yurt dışında dünyanın dört bir tarafında yaÅŸayan Çanakkaleliler var. Onlarla bir araya gelelim. Çanakkale’yi terk etmiÅŸ olan mesela eski Çanakkaleliler, bunlar Rumlar olsun, Yahudiler olsun, Ermeniler olsun, dünyanın dört bir tarafında yaşıyorlar. Onların Çanakkale ile bütünleÅŸmelerini saÄŸlamaya çalıştım ama yapabildiÄŸimiz belki de en önemli etkinliklerden bir tanesi Zeytinyağı Festivali idi. Geçen sene Zeytinyağı Festivali’ni gerçekleÅŸtirdik. Bence çok önemli bir ÅŸeydi. Turizmle bir bölgemizin en deÄŸerli ürünü olan zeytin ile zeytinyağını birleÅŸtirdik ve Sunsan otelin bahçesinde gerçekten herkes tarafından çok takdir gören hatta çok küçük bütçelerle büyük iÅŸ baÅŸardığımıza inanıyorum. Bunun yanında tabii ki sadece bunlarla da sınırlı deÄŸil. Bugün Turizm Tanıtma DerneÄŸi ile Çanakkale artık bir turizm ÅŸehri olarak anılmaya baÅŸlandı. KuÅŸadası, Bodrum, Marmaris, Antalya çok eski turizm merkezleridir ama özellikle köprü ve yeni yolların da yapılmasıyla birlikte yeni parlayan yıldız Çanakkale’dir. 2022 sezonunda bunu bütün esnaf olsun, biz turizmciler olsun hissettik. Alan baÅŸkanlığının da olmasıyla birlikte daha da böyle bir ivme kazandı. Mesela Alan BaÅŸkanlığını sayesinde Gelibolu Yarımadası’nda artık sorunsuz ziyaretler söz konusu. DiÄŸer taraftan dalmak için merkezler, su altı parkları oluÅŸturuldu. Batık gemiler tekrar dalınabilir konuma getirildi. Çanakkale ÅŸuanda bir dernek veya Çanakkaleli turizmciler tarafından yapılması gereken her bir ÅŸey hazır bir ÅŸekilde bekliyor. Ve ÅŸunu da ilave edeyim. Biz açıkçası aslında Çanakkale’de doÄŸru bir turizm haritası oluÅŸmasında bana göre dernek olarak çok büyük bir katkı saÄŸladık. Truva Müzemizin yapılmasından tutun, son yapılan Truva Festivalinde olsun, derneÄŸimiz toplantılarda hep böyle saÄŸduyulu, birleÅŸtirici yaklaÅŸtı. Bunun yanında mesela Gelibolu Yarımadası’nın, 9 Ocakların kutlanması ki Ahmet Kaşıkçı döneminde baÅŸlamıştır sonra sürdürdük. Mesudiye Zırhlısının anılması, oradaki ÅŸehitlerimizin anılması.
Bazıları milli günler olarak kutlanıyor Alan BaÅŸkanlığı tarafından. O da derneÄŸin önemli katkılarından.
Tabi bir yerde bazen valiler geldi çok büyük katkı saÄŸladı ama onların iÅŸleri yarım kaldı. Biz onları gelen yetkililerle, Kültür Turizm Müdürü olsun, valiler olsun onların devamını saÄŸlamaya çalıştık. EÄŸer bir yerel sivil toplum örgütü bunu yapmamış olsa belki de o hizmetler yarım kalabilirdi ama hiçbir hizmet Çanakkale’de yarım kalmadı. Yani Çanakkale’de bana göre butik tarzda turizm yapılması için her ÅŸey hazır. Eksiklerimiz yok mu ya da daha yapmak istediklerimiz tabii ki var. Mesela ben her zaman söylerim; Çanakkale eninde sonunda bir turizm ÅŸehri olacak ama bunun için ÅŸu adımı atması gerekiyor. Full charter (özel seferler) olması gerekiyor yani nasıl Edremit’e Almanya’nın belirli ÅŸehirlerinden turist uçakları iniyorsa Çanakkale’ye de indirmemiz gerekiyor.
Sayın baÅŸkanım bir ÅŸeyi merak ediyorum. Bu pandemi nasıl etkiledi sizi. Tam da o döneme denk geldiniz. Pandemi olmasa ne olacaktı? Pandemi olunca ne oldu?
Pandemi olması tabii ki turizmi olduÄŸu gibi sekteye uÄŸrattı. Turizmciler çok zor dönemler yaÅŸadı. Tamamen turizm durdu. Çünkü turizm dediÄŸiniz ÅŸey insanların bir araya gelerek yaptığı bir etkinliktir. Açıkçası Çanakkale de önemli bir zarar gördü. Pandemi olmasaydı biz aslında oldukça hızlı baÅŸlamıştık. Herhalde özellikle yurt dışında yaÅŸayan Çanakkalelilerle çok daha fazla bir araya gelebilirdik. Mesela orada da onların bir buluÅŸma gününü planlamıştık, bunu gerçekleÅŸtirebilirdik. Truva Festivali o dönemde olmadı, son bir sekteye uÄŸradıktan sonra baya bir moralimiz bozuldu ama onu devam ettirebilirdik. O Truva Festivalini muhtemelen yapabilirdik. Fakat pandemiden de çok ÅŸey öÄŸrendik. Yani pandemi bizim derlenip toparlanmamızı saÄŸladı. Çünkü pandemi süreci bundan sonraki dönemlerde de muhtemelen karşımıza gelecek. Kitle turizmi deÄŸil de, Çanakkale’de turizm hareketine yeni bir yön vermemiz, daha çok butik tarzı turizm, temalı turizm yapmamız gerekiyor. DoÄŸa turizmi yapmamız, denizi ön plana çıkarmamız gerekiyor. Mesela sadece pandemi deÄŸil, bu müsilaj olayı da çok ilginçti. Ben o müsilaj döneminde Marmara’nın, Çanakkale BoÄŸazı’nın bittiÄŸi düÅŸüncesine kapıldım. Ama çok ÅŸükür ki onları geride bıraktık. Åžu anda pırıl pırıl Çanakkale’nin içinde, her yerde denize girilebilecek çok güzel plajlarımızın artık tam faaliyete geçtiÄŸi bir 2002 turizmi yaÅŸadık. 2002 turizmi bizi tekrar kendimize getirdi. Tekrar bunun üzerine yarınlarımızı planlayabilir konumdayız.
Bugünlerde derneÄŸimiz kendini 2023 yılı 60. Yıl etkinliklerine hazırlıyor. İnÅŸallah güzel bir 60. Yıl geçiririz. Peki derneÄŸin sonraki geleceÄŸini nasıl görüyorsunuz. Yani misyonu ve vizyonu nasıl olmalı?
Açıkçası yönetim kurulunda da, yarınlarda derneÄŸin nasıl olması, ne tür hizmetlere yönelmesi gerekir diye, hep tartışıyoruz. Biz 60 yıllık bir derneÄŸiz, bir kere bunun bilincindeyiz, sizlerin de geçmiÅŸte yapılan iÅŸleri ortaya çıkarmanızla birlikte, çok büyük bir bilgi birikimimiz ve arÅŸivimiz var. 2023 yılının başından beri birçok etkinlik planladık. Zaten bugün çektiÄŸimiz bu program da bu etkinlikler çerçevesinde. İlk baÅŸta da ne demiÅŸtik, uluslararası tanıtımda çok da istediÄŸimiz noktada deÄŸiliz. Bence bundan sonraki süreçte, biz Çanakkale’yi yurt dışına daha fazla tanıtacağız. Bu bölgede aradığını bulabileceÄŸine inandığımız insanları seçeceÄŸiz, belki dernekleri seçeceÄŸiz. Oralarda temalı turizm, kamp, karavan turizmi gibi, doÄŸa turizmi gibi, dalgıçlık turizmine yönelmek gerektiÄŸini düÅŸünüyorum. Çanakkale turizminde bugüne kadar yapılan hata hep genel bir turizm yapma ÅŸeklinden kaynaklanıyordu. Ama siz her bölgede turizmin her ÅŸeklini yapamazsınız. Biz aslında bu yönetimde, Çanakkale’nin yarınlarda hangi turizm alanlarında baÅŸarılı olabileceÄŸini, dünya standartlarına hangi alanlarda ulaÅŸabileceÄŸimizi öne çıkarttık. 2023 yılı ile birlikte 60. Yılımızı kutlayacağız ama bizim bundan sonraki vizyonumuz temalı turizmler olacak. Yani örneÄŸin Çanakkale’de karavan turizmi için dünya kalitesinde yerlerin olması gerekiyor. İnsanların Çanakkale bölgesine girdikleri Gelibolu’dan itibaren baÅŸlayarak, Eceabat, Çanakkale Merkez, Assos olmak üzere bölgemizi terk edene kadar çok kaliteli tesislerin olması için biz çalışmalarımızı yapacağız. Tabii ki bu bizim bütçemizi de, gücümüzü de aÅŸar ama gerek Turizm Bakanlığı nezdinde, gerek Valilik, Belediye nezdinde yaptığımız çalışmalar hep bu yönde olacak. Aslında biz her yere yakınız, yani belediye ile, valilik ile olsun çok iyi iÅŸbirliÄŸi içindeyiz. Çanakkale’de müthiÅŸ bir dağınıklık var. O dağınıklığı toparlamamız gerekiyor. Bir de Çanakkale’nin bir eksikliÄŸi, turizmi bilen insanların öne çıkarılmaması. Biraz son dönemde gerçek turizmciler kenara itildi, atamayla yapılan turizmciler birazcık turizme yön vermeye çalıştılar, ama baÅŸarısız oldular. Özellikle pandemiden sonra profesyonelleÅŸmemiz gerektiÄŸini düÅŸünüyorum. Bu konuda Çanakkale’yi bence çok güzel bir gelecek bekliyor. Bir de dernek iç konumuzda ÅŸu da var, ÅŸu anda üyelerimizin yaÅŸ ortalaması oldukça yüksek. Bugün sizinle birlikte üniversiteye gittik, orada turizm fakültesine baÅŸlayan öÄŸrencilerle buluÅŸtuk. Her biri pırıl pırıl, her biri bizim evladımız. Gençleri derneÄŸimize çekerek, derneÄŸi biraz da gençleÅŸtirmemiz gerekiyor. Bir yerde eski turizmden de mesela, o sosyal medyanın tanıtım gücünü görüyoruz ama pek onu beceremiyoruz belki de. Gençlerden bu yönde takviye destekler alacağız. Gençlerin yeni tanıtım materyallerini derneÄŸimizle bütünleÅŸtirme konusunda çalışmalar yapacağız.
Son olarak size çok teÅŸekkür ederim. Benimle birlikte herhalde derneÄŸimizin büyük emektarlarını buraya davet ettiniz, onları Kadir Bey ile birlikte kameraya çektiniz. 2023 yılı ile birlikte biz tekrar o kiÅŸilere derneÄŸimize yaptıkları katkılardan dolayı hem bir teÅŸekkür etmiÅŸ olacağız hem de gelecek nesillere o kiÅŸileri tanıtmış olacağız. Bu sizin sayenizde oldu. DiÄŸer taraftan dernek çok önemli, Çanakkale’ye bu dernek çok büyük hizmetler verdi. O yüzden herkesin Çanakkale Turizm Tanıtma DerneÄŸi’ne destek vermesi gerekiyor. Turizm sadece birlikte yapılabildiÄŸi takdirde baÅŸarı elde edilebilecek bir sektördür. Tek başımıza biz bir ÅŸey yapamayız ama bizim derneÄŸimiz çok dolu bir dernek. Bugün Çanakkale’nin önde gelen otelcilerini, seyahat acentelerini, profesyonel rehberleri, alan kılavuzlarını, akademisyenlerini yani her birini biz bu dernekte buluÅŸturduk. Bugün Çanakkale turizminin çatı kuruluÅŸu gibiyiz. Biliyoruz ki, üyelerimiz çok nitelikli, çok bilgili ve biz bunu gençlerin dinamizmiyle buluÅŸturacağız. Ama ÅŸunu da söyleyeyim biz bir sivil toplum örgütüyüz, demokrasileri sektörleri var eden sivil toplum örgütleridir. Devletten olsun, belediyeden olsun, kamudan olsun yeterli desteÄŸi alamıyoruz. Özellikle önümüzde 2023 seçimleri var. Biz bunu çok daha fazla gür sesle dile getireceÄŸiz. Açıkçası dernek baÅŸkanı olarak ben ve derneÄŸimiz çok ÅŸey yapmak istiyoruz ve dolu doluyuz. Fakat siz bize bugüne kadar çok fazla destek vermediniz diyerek bu kiÅŸilere yüksek sesle aktaracağım. O milletvekili adayları olsun, seçilmiÅŸler olsun onlarda biraz sıkıntılar var. Turizm büyük bir sektör, biz Çanakkale’de turizmi belli bir yere kadar getirdik ama o turizmle devam edilmesi gerekiyor. Yoksa sanayileÅŸme ile doÄŸamızın kirlenmesine, denizlerimizin kirlenmesine vesile olacak farklı sektörler geliÅŸtikçe, maden geliÅŸtikçe o zaman bizim doÄŸamız yok olur. Yarınlarda bu bölgenin daha güzel yaÅŸanılabilir olması için turizmin geliÅŸtirilmesi gerekiyor. Yani daha yapacak çok iÅŸimiz var ama bunu da hep birlikte yapmak istiyoruz. Biz üzerimize düÅŸeni yaptık fakat bizim daha deÄŸerimizin ve önemimizin farkında olmayan kamu kurumları var diyerek biraz sitem etmiÅŸ olayım.
GELECEKTE ÇATUD
KENAN ÇELİK
Bu derneğin gelecekte ne yapmasını beklersiniz
Mesela en iyi aÅŸçı, en iyi otelci, böyle bir ÅŸey yapsa, turizm sektöründe yabancı dil kursu açabilir esnaflar için, Åžimdi burada hep Truva Truva diyor ama baÅŸka ÅŸeyler de oluyor bisiklet yarışmaları yüzme yarışmaları yapıyor mesela bayrın yüzmesi yapılıyor yani turizmcilerin böyle düÅŸünüp ekoturizmdi iÅŸte ne biliyim buranın yiyecekleriydi gibi birtakım atraksiyonlar yapılabilir.
AHMET KAÅžIKÇI
Bu derneÄŸin geleceÄŸini biraz konuÅŸalım. KulüpleÅŸmeden bahsettiniz.
ÅžirketleÅŸmeye yönelik. KulüpleÅŸmeyle beraber ÅŸirketleÅŸmeye.
Dünya deÄŸiÅŸiyor. Bu dernek çok önemli ÅŸeyler baÅŸarmış ama bazı ÅŸeylerde misyonunu doldurmuÅŸ. Mesela karşı tarafla ilgili bütün iÅŸleri ÅŸimdi Alan BaÅŸkanlığı yapıyor. Troia ile ilgili bütün iÅŸleri Kültür Bakanlığı yapıyor. O zaman yoktu. Kültür MüdürlüÄŸü bile yoktu. Åžimdi Kültür MüdürlüÄŸü müze o iÅŸleri yapıyor. Dernek belki yeni alanlar kurmalı.
Çanakkale o kadar kültürel aktiviteye sahip ki, yeter ki kullanılsın. Mesela tarihte Granikos Savaşı var. İşte mesela onlara yönelmek lazım. Alexandra Troias var.
HÜSEYİN YILDIZ
Bundan sonraki çalışmalarda önerileriniz neler olur?
Çanakkale turizmi tanıtma derneÄŸi olarak mesela yurdumuzun çeÅŸitli illerine gidilip Çanakkale anlatılabilir. Çanakkale’nin misyonu savaÅŸ alanlarıdır.
CEMALETTİN YILDIZ
Yapmak isteyip de başaramadıklarınız oldu mu?
Benim yönetime girmemden evvel Hüseyin Uluarslan baÅŸkan, Ahmet abi baÅŸkan yardımcısıydı onlara ben çok gıpta etmiÅŸtim çünkü üniversitenin turizm Yüksek Okulunda okuyan ekonomisi yetersiz ama zeki çocuklara burs veriyorlardı. Ben 10 yıl yönetim kurulunda kaldım bir ÅŸeyin temeli eÄŸitimdir. Turizm yönünden eÄŸitimli bireyler olduÄŸu zaman hem Türkiye’nin turizmine hem de Çanakkale’nin turizmine bir katkımız bulunur.
MUZAFFER BAYRAKTAR
Gerçekten engin bir bilginiz ve deneyiminiz var. Eklemek istediÄŸiniz son sözlerinizi alayım.
Söylemek istediÄŸim ÅŸey ÅŸu mutlaka toplumla birleÅŸik hareket etmek lazım. Topluma yönelik projeler yapmak lazım. Toplum çünkü ona sunduÄŸunuz zaman çok kolay alabiliyor. Bütün mesele derneÄŸin tanınırlığı açısından varlığınızın ortaya çıkmasıdır. Her ÅŸey maddiyatla da deÄŸil. Finans olmadan da çok ÅŸeyler yapılabilir. Yönetsel kadronun birbirleriyle olan iliÅŸkileri çok önemli. Bu sancılar hemen hemen bütün sivil toplum örgütlerinde var. Bu ülkenin coÄŸrafyalarında, insanların dimaÄŸlarında güvensizlik ortamı yaratıldı. O nedenle bence, bir dernek kurarken orada kaç üye varsa hepsi yönetim kuruluna dâhil edilmeli ve onlar da yönetim kurulu üyeliÄŸini benimseyerek çalışmalı ki dernek baÅŸarılı olabilsin. Aksi takdirde sadece yönetim kurullarına kaldığında hiçbir ÅŸey elde edemeyiz.
HİLMİ ÇELİK
DerneÄŸimizin geleceÄŸi için bir ÅŸeyler söylemek ister misiniz? Neler yapmamızı önerirsiniz?
Çanakkaleli olup da bu güzellikleri görmeyen, karşıyı gezmeyen bir sürü insan var. Turizm derneÄŸi bu iÅŸe bir el atmalıdır. Sponsor bulmalı, belediye ile iÅŸbirliÄŸi yapıp organize olmalı ve herkes karşıya gidip gezmelidir. Ben 2 yıl Türkiye’nin tarihi ve turistik yerlerini bir ekiple çekim yaptım ve her iÅŸi de mevsimine göre yaptım.
60-yilinda-catud.docx dosyasını indirmek için tıklayın!