SON DUYURULAR

BİR KİLİTBAHİR GEZİSİ
Birkaç haftadır Çanakkale Turizm ve Tanıtma DerneÄŸi binamızda bir araya geldiÄŸimiz ÇATUD Gençlik Kulübü üyelerimizle 22 Ekim 2022 Cumartesi günü bu kez ilk etkinlik olarak kentte gezmek üzere iskeledeki Manolya aÄŸacının altında saat 11.00 de biraraya geldik. Katılımcı olarak 18 kiÅŸi bildirilen sayı 23 kiÅŸi olmuÅŸtu. Üyelerimizden de 7 kiÅŸilik deÄŸerli bir katılımla 30 kiÅŸilik büyük bir aile oluverdik. Hedefimiz Kilitbahir Köyü’ydü. Altında toplandığımız 1933 yılında dikilen ve 90 yaşına yaklaÅŸan anıt aÄŸacımızın kısa öyküsünü Veysel Hocadan dinledikten sonra Kilitbahir feribotuna bindik. Sonbaharın son günlerinin yaÅŸandığı , GüneÅŸin yakmadan ısıttığı pırıl pırıl güzel bir havada kısa ama güzel bir deniz yolculuÄŸu sonrası karşıya ulaÅŸtık.
Kilitbahir Köyü 1462-63 ’de Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan Kilid-ül Bahir Kalesi’nin çevresinde oluÅŸmuÅŸ, günümüzde Kentsel Sit Alanı olarak koruma altında olan muhteÅŸem boÄŸaz manzarasına sahip ÅŸirin bir köy. Kısa bir su takviyesinin ardından köyün Arnavut kaldırımı döÅŸeli dik yollarından yürüyerek yolda meyvelerini cömertçe bize sunan nar, cennet elması aÄŸacı ve sararmış yapraklarıyla diÄŸer meyve aÄŸaçları eÅŸliÄŸinde Cahidi Sultan camii ve Türbesine çıktık. Bir tasavvuf ehli olan Ahmet Cahidi Efendi Rumelili bir aileden gelmekteymiÅŸ. Dergahını Kilitbahir’de kurmuÅŸ. 1659-60’ta vefatının ardından buraya defnedilmiÅŸ. . Mütevazi bir cami ve türbeden oluÅŸan yapılar topluluÄŸu çevresi de bir mezarlık alanı, Çanakkale SavaÅŸlarının kahraman komutanlarından Cevat PaÅŸa’nın kızı da burada yatmakta Türbe günümüzde bir ziyaretgah olarak oldukça raÄŸbet görmekte. Burada bilgilendikten sonra yolumuza devam edip oldukça dik yolları aÅŸarak ÇiÄŸerci Baba Tepe’si olarak bilinen tepeye ulaÅŸtık.
CiÄŸerci Baba Tepesi bir seyir terası olarak düzenlenmiÅŸ. Hemen yakında kapalı bir kafe var. Açık havada oturup muhteÅŸem manzaranın tadını çıkarırken bir ÅŸeyler içebileceÄŸiniz oturma gurupları da mevcut. Uzun bir süre Hemen önümüzde yonca yaprağı planıyla Kilitbahir Kalesi ve Namazgah tabyasının, karşıda denize ulaÅŸan Sarıçay aÄŸzının, salınarak boÄŸazda yol alan gemilerin olaÄŸanüstü görüntüsünün keyfini yaÅŸadıktan sonra dernek baÅŸkanımız İsmet Bey’in güzel anlatımıyla gençler 18 Mart Deniz Zaferinin öyküsünü dinlediler. DiÄŸer üyelerimizin de katkılarıyla Çanakkale Ruhunu gençlere aktarmaya çalıştık. Hızla geçen keyifli birkaç saatin ardından köye dönüÅŸ için bir baÅŸka yolu tercih ederek biraz doÄŸa yürüyüÅŸü yaptık. Bu arada acıkmıştık. Deniz kenarındaki balık lokantalarından birine balık ekmek sipariÅŸlerimizi verdik. Balık ekmek derneÄŸimizin gençlere bir ikramıydı. BoÄŸaz kıyısındaki Kilitbahir Kalesi’nin dibinde muhteÅŸem manzara eÅŸliÄŸinde balık ekmeklerimizi yerken yorgunluÄŸumuzu da attık. Bu arada saat 16.00 oluvermiÅŸti bile oysa müze olarak düzenlenmiÅŸ Kaleyi de gezecektik. Onu bir baÅŸka güne bırakarak 16.15 feribotuna binerek dönüÅŸe geçtik. Gemide İsmet Bey kaleyle ilgili kısa bilgiler vermeyi ihmal etmedi.
Feribottan inip baÅŸladığımız nokta olan Manolya AÄŸacının altında tekrar toplandık. Kısa ama keyifli günün ardından hem gençlerimize hem üyelerimize katılımlarıyla günü zenginleÅŸtirdikleri için teÅŸekkürler ederek bir baÅŸka gezide buluÅŸmak üzere günü noktaladık.
STRABON’UN İZİNDE PARİON
30 Mart 2023 günü Çanakkale Turizm Tanıtma DerneÄŸi ile Arkeologlar DerneÄŸi yönetim kurulu üyeleri ile ÇATUD dernek binasında bir araya gelindi. Yapılan görüÅŸme sonucu 2023 yılı için temmuz ve aÄŸustos ayları dışında her ayın son cumartesi günü 30 kiÅŸiyle sınırlı olmak üzere çevremizdeki arkeolojik ören yerlerine rehberli geziler yapmaya karar verildi. Gezilerin ücretli olması ayrıca geziden önceki akÅŸam online bir toplantı ile gidilecek yer ile ilgili bilgilendirme yapılması da kabul edildi. Projeye göre bu yıl gezilecek antik kentler; Parion, Neandria, Pergamon, Aleksandria Troas, Antandros Assos olarak tespit olarak edildi. Projenin adı da bu kentleri bize anlatan M. S. 1.yüzyılda yaÅŸamış ve Geographika adlı bir eser yazmış Amasyalı Strabon’dan dolayı “STRABON’UN İZİNDE” olarak belirlendi.
Bu kararların ardından bir Whatssup grubu oluÅŸturuldu. Arkeologlar derneÄŸinden Çilem hoca bir afiÅŸ hazırladı. Maliyet hesapları yapıldı. Bu maliyete bir rehber ücreti koymak zorunluluÄŸu doÄŸdu. Sonuçta öÄŸrenciler ve üyeler için 180 TL, diÄŸer katılımcılar için 230 TL bir fiyat çıktı. Geziyi her iki dernek sosyal medya hesaplarından duyurdu. Gezilerde her iki dernek için bir dernek üyesinin ücretsiz olması kararlaÅŸtırıldı. Gezi için ayrı bir Whatssup grubu oluÅŸturuldu. Sonunda ilk gezi için 30 kiÅŸilik katılımcı listesi kesinleÅŸtirilerek bir program oluÅŸturuldu.
28 nisan akÅŸamı saat 21.00 Google meet üzerinden online bir toplantı gerçekleÅŸtirildi. Burada Parion kazı baÅŸkanı Ondokuz Mayıs Üniversitesinden Prof. Dr. Vedat KeleÅŸ Kent ve buluntuları üzerine bilgilendirici bir sunum yaptı. Geziye katılacak olanların sorularına verilen cevaplarla katılımcılar kent hakkında ön bilgilere sahip oldular.
29 Nisan sabahı 8.30 da İskelede topun önünde bekleyen araca binilerek , ÇATUD baÅŸkanı ve rehberimiz İsmet Balkanla birlikte Parion’a doÄŸru hareket edildi. 10.00 gibi Parion antik kentinin bulunduÄŸu Kemer köyüne varıldı, köy kahvesinde çaylar içildi. Sonra ören yerine gidildi ve kazı ekibinden Sadık Beyle buluÅŸuldu. Veysel hoca ve Sadık beyin anlatımları eÅŸliÄŸinde önce Tiyatro gezildi. Tiyatro sonraki yıllarda üzerine yapılan bir sur duvarı nedeniyle oldukça tahrip olmuÅŸ. Sonra Kuzey Limanına inildi, deniz tarafındaki kuzey kulesi ve duvar kalıntıları izlenerek Tiyatro Hamamına geçildi. Türk hamamlarındaki gibi soÄŸukluk, ılıklık, sıcaklık bölümlerine sahip hamam kalıntıları Roma Hadrian Dönemine tarihlenmekte. Hamamdaki latrina(tuvalet) deÄŸiÅŸen alışkanlıkların ilgi çekici bir örneÄŸi idi. Yol boyunca mimari yapılardan çıkan yazıtlar ve kabartmaların olduÄŸu eserleri görerek Odeion olarak adlandırılan küçük bir tiyatro formlu yapıya geçildi. Odeionun bir tarafı anakaya üzerinde bir tarafı tonozlar üzerine yükselmiÅŸ. Oturma yerleri ve onları sonlandıren aslan ayağı biçimli kabartmalar oldukça iyi kalmış. Burada sonlanan ve yaklaşık 3 saat süren bu gezinin ardından öÄŸle yemeÄŸi için köye dönüldü.
Köydeki balıkçıda İstavrit menüden oluÅŸan öÄŸle yemeÄŸi yendikten sonra Güney Nekropolüne gidildi. Kentteki yapıların daha çok Roma Dönemi olmasına karşın nekropoldeki mezarlar daha eski tarihlere inmekte. Farklı çeÅŸitteki mezar tiplerini görmek mümkün. Bulundukları yerde sergilenmekte olan lahitler ziyaretçiye Parionlular hakkında deÄŸerli bilgiler anlatmakta. Oradan Köye adını veren su kemerlerinin bulunduÄŸu alana gidildi. Parion gravürlerinde görülen 2 kemer ayağı ne yazıkki günümüze kadar gelememiÅŸ. Çok uzaklardan gelen suyu çayın üzerinden bu kemerlerle geçirildiÄŸi anlaşılıyor. Parion’daki son durağımız termik santral tesisinin içerisinde yer alan ve Sevgililer Åžapeli olarak adlandırılan bir kilise kalıntısıydı. Burada birbirine sarılmış halde bir kadın ve bir erkek iskeletinden dolayı bu ÅŸekilde adlandırılmış tepenin adının günümüzde Aşıklar Tepesi olması kültürlerin devamlılığını göstermesi açısından ilginçti.
Parion gezisi 17.00 de tamamlandı doÄŸanın içinde yapılan hoÅŸbir yolculukla 18.30 da Çanakkaleye varılarak projenin ilk arkeolojik kent gezisi tamamladı.
STRABON’UN İZİNDE ASSOS
Çanakkale Turizm Tanıtma DerneÄŸi ile Arkeologlar DerneÄŸi tarafından düzenlenen antik kent gezilerin ikincisi Assos’a yapıldı. 26 Mayıs akÅŸamı saat 21.00’de online bir toplantı gerçekleÅŸtirildi. Burada Assos kazı baÅŸkanı Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nurettin Arslan, kent araÅŸtırmaları ve buluntuları üzerine bilgilendirici bir sunum yaptı. Geziye katılacak olanların sorularına verilen cevaplarla katılımcılar kent hakkında ön bilgilere sahip oldular.
27 Mayıs sabahı 8.30 da İskelede topun önünde bekleyen araca binilerek , 34 kiÅŸilik bir grupla Assos’a hareket edildi. 10.00 gibi Assos antik kentinin bulunduÄŸu Behramkale Köyü’ne varıldı, Köyün giriÅŸinde M.Ö. 347-345 yıllarında Assos’ta yaşıyan Aristo heykeli ziyaretçileri burada karşılamakta. Aracımızı park yerinde bıraktıktan sonra yerel ürünlerin satıldığı tezgahların arasından yürüyerek köy kahvesine ulaşıldı ve burada çaylar içildi. 28 mayıs’ın CumhurbaÅŸkanlığı 2. Tur seçimleri olması dolayısıyla olsa gerek Assos’ta ziyaretçi sayısı oldukça azdı. Daha sonra köyün taÅŸ döÅŸeli dik yollarından yürüyerek Akropolis’e çıkıldı. Önce örenyeri giriÅŸinde yeralan Murat Hüdavendigar dönemine ait cami gezildi. Sonra ören yerinden biletler alınarak yada Müzekartlar ile örenyerine giriÅŸ yapıldı. Kentin en yüksek yerinde olan akropolisteki Athena Tapınağı ve kent hakkında bilgilendirmeler yapıldı. MuhteÅŸem deniz manzarası izlendikten sonra geri dönülerek antik kentin içinde yakın zamanlarda yapılan taÅŸ bir yolla aÅŸağıdaki agoraya inildi, burada yeni açılan çeÅŸme binası, bir meclis binası olan bouleterion görüldükten sonra ÅŸehrin merkezi olan agora alanına geçildi. Agoranın kuzey ve güney yönünde stoa olarak adlandırılan revaklı yapı kalıntıları devamında Agora Tapınağı hakkında bilgiler verildi ve gezildi. Kentin Batı Kapısı’na doÄŸru giderken yolun sağında ÅŸehrin çocuk ve gençlerinin eÄŸitim alanı olan gimnasium gezildi. Sonunda ÅŸehrin ana giriÅŸ kapılarından biri olan Batı Kapısı’sına ulaşıldı. Kapının iki yanında 14 m. YüksekliÄŸinde kare planlı iki kule kente gelenleri karşılamakta. Buralarda oluÅŸan gölge alanlarda Assos’un GüneÅŸinden korunmak için biraz mola verilirken kent hakkında bilgilendirmelere devam edildi. Kent kapısının hemen önünde uzanan yolun iki tarafı yüzyıllar boyunca mezarlık (Nekropol) alanı olarak kullanılmış. Bu mezarlara ait pek çok örnek etrafta görülebilmekte. En dikkat çeken Roma Dönemine ait Assos Taşından yapılmış üzerleri çelenk(girland) motifleriyle bezeli lahitler ve anıt mezarlardır. Burada sonlanan ve yaklaşık 4 saat süren kent gezisinin ardından araçla kentin limanına inildi. Antik limanında yeraldığı liman ülkenin en çok turist çeken bölgelerinden birisi, bir zamanlar limandan ihraç edilen meÅŸe palamutlarının depolandığı binalar günümüzde otellere dönüÅŸmüÅŸ. Burada otantik havası ve muhteÅŸem deniz manzarasının tadına varabilmek ve öÄŸle yemeÄŸi için 1,5 saat serbest zaman verildi.
ÖÄŸle yemeÄŸi yendikten sonra kentin tiyatrosuna gidildi. 5000 kiÅŸilik olan antik Yunan ve Roma Dönemlerinde kullanılmış, yamaca inÅŸa edilmiÅŸ ve biraz restore edilmiÅŸ tiyatroda, önceki alanlarda olduÄŸu gibi Veysel Hoca tarafından Antik Yunan tiyatroları hakkında bilgiler verildi. Assos gezisi 16.30 de tamamlandı Çanakkale’ye dönüÅŸ yolunda GÖkçalı köyüne uÄŸranarak köymeydanındaki kahvehanede yorgunluk çayları yudumlandı. 18.00 de Çanakkaleye varılarak Assos kent gezisi tamamladı.
atud-geziler.docx dosyasını indirmek için tıklayın!